Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2020/6113 E. 2023/9452 K. 04.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/6113
KARAR NO : 2023/9452
KARAR TARİHİ : 04.10.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2013/37 Esas, 2013/406 Karar
SUÇTAN ZARAR GÖREN : Hazine
SUÇLAR : İhaleye fesat karıştırma (sanıklar … , …, …, … ve … hakkında 3 kez, …, …, … ve … … hakkında 2 kez, …, …, …, … , … ve … hakkında 1 kez), rüşvet alma (sanıklar … ve … hakkında), rüşvet verme (sanıklar … ve … hakkında), zincirleme basit zimmet (sanık … hakkında)
HÜKÜMLER : Beraat (sanıklar … , … ve … hakkında rüşvet alma ve rüşvet verme ile 07.12.2010 ve 12.10.2010 tarihli ihalelere ilişkin ihaleye fesat karıştırma, … hakkında rüşvet alma suçlarından, diğer sanıklar hakkında atılı suçlardan), mahkumiyet (sanıklar … , …, … ve … hakkında 07.08.2012 tarihli ihaleye ilişkin eylemlerinin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu kabulüyle bu suçtan ve … hakkında ayrıca zincirleme basit zimmet suçundan)
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Burhaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.11.2013 tarihli ve 2013/37 Esas, 2013/406 sayılı Kararının sanıklar … , …, … ve … müdafileri ile suçtan zarar gören vekili tarafından temyizi üzerine yapılan ön incelemede:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrasına göre ihaleye fesat karıştırma, zimmet, rüşvet alma ve rüşvet verme suçlarından katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin vekili tarafından 7417 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 05.07.2022 tarihinden önce temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun (3628 sayılı Kanun) değişiklik öncesindeki 18 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazandığı kabul edilmiştir.
Sanıklar haklarında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (6723 sayılı Kanun) 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un (5320 sayılı Kanun) 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesince temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrasınca temyiz edenlerden katılan Hazine vekilinin tüm hükümleri, müdafiilerinin sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerini temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi uyarınca temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Burhaniye Cumhuriyet Başsavcılığının, 04.01.2013 tarihli ve 2013/51 Soruşturma, 2013/46 Esas, 2013/4 numaralı İddianamesiyle sanıklardan … hakkında ihaleye fesat karıştırma (3 kez), rüşvet alma ve zincirleme basit zimmet suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 252 nci maddesinin ikinci fıkrası, 247 nci maddesinin birinci fıkrası ve 43 üncü maddesi, … ve … hakkında ihaleye fesat karıştırma (3 kez) ve rüşvet verme suçlarından 5237 sayılı Kanun’un 235 inci maddesinin birinci fıkrası ve 252 nci maddesinin birinci fıkrası, … hakkında ihaleye fesat karıştırma ve rüşvet alma suçlarından 5237 sayılı Kanun’un 235 inci maddesinin birinci fıkrası ve 252 nci maddesinin ikinci fıkrası, … ve … hakkında 3 kez, …, …, … ve … … hakkında 2 kez, …, …, … , … ve … hakkında 1 kez olmak üzere ihaleye fesat karıştırma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 235 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılmaları, aynı Kanun’un 53 üncü maddesi gereğince hak yoksunluklarına, 63 üncü maddesi uyarınca mahsup hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. Burhaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.11.2013 tarihli ve 2013/37 Esas, 2013/406 sayılı Kararı ile sanıklardan … , …, … ve …’ın 07.08.2012 tarihli ihaleye ilişkin ihaleye fesat karıştırma suçundan kamu davası açılan eylemlerinin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu kabulüyle bu suçtan, 5237 sayılı Kanun’un 37 nci maddesinin birinci fıkrası ve 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi delaletiyle 158 inci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi ile 62 ve 52 nci maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 608 tam gün karşılığı 60.800 TL adli para cezası, … ‘nın ayrıca zincirleme basit zimmet suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 247, 43 ve 62 nci maddelerinin birinci fıkraları gereğince 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, …, … ve … ‘nın 07.12.2010 ve 12.10.2010 tarihli ihalelere ilişkin ihaleye fesat karıştırma suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri, … ve …’nun rüşvet alma, … ve …’ın rüşvet verme suçlarından, … , …, … , …, …, …, … …, …, …, … ve … hakkında ise atılı suçlardan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi gereği ayrı ayrı beraatine hükmolunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Sanık … müdafii, sanığın atılı suçu işlediğine dair somut delil bulunmadığından bahisle hükmü temyiz etmiştir.
2.Sanık … müdafii, kurumun zarara uğradığının tespit edilemediği, nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurları itibarıyla oluşmayacağı ve yerel mahkemece eksik incelemeyle hüküm kurulduğundan bahisle hükmü temyiz etmiştir.
3.Sanık … müdafii, sanığın suça konu ihaleyi kazanan firma ile ilişkisi olmadığı, nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı, eylemin ancak idari yaptırımı gerektireceği ve yerel mahkemece eksik incelemeyle hüküm kurulduğundan bahisle hükmü temyiz etmiştir.
4.Sanık … müdafiinin temyizi, nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden; suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, yerel mahkemece eksik inceleme ve çelişkili gerekçe ile hüküm kurulduğu, zimmet suçu yönünden ise; sanığın mal edinme kastı ile hareket etmediği, kulüp yöneticisi sıfatıyla parayı kulüp için harcadığı ve zimmet suçunun oluşmayacağı hususlarına ilişkindir.
5.Katılan Hazine vekili, gerekçesiz şekilde tüm hükümleri temyiz etmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanıklardan … ‘nın Ayvalık Belediyesinde fen işleri müdür vekili, …’nun aynı belediyede satın alma yetkilisi olarak görev yaptıkları, …’ın …, …’ın … ve …’in … isimli şirketlerin yetkilileri oldukları, diğer sanıkların ise ihalelerde komisyon üyesi olarak görev aldıkları, 07.12.2010 ve 12.10.2010 tarihli ihalelerde … …, …, …, … ve … ve …’nın, 07.08.2012 tarihli ihalede ise … , …, …, … , … ve … ‘ın komisyon üyeleri olduğu,
07.12.2010 tarihli su borusu ve kolay tamir kelepçesi alım ihalesine ilişkin; işlemlerin kamu ihale mevzuatına uygun şekilde gerçekleştirilmediği, idare ve firma yetkililerinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun (4734 sayılı Kanun) 17 nci maddesinde belirtilen yasak fiil ve davranışlarda bulunulduğu, ihalenin iptal edilip teklif veren firma yetkililerinin ihale dışı bırakılarak haklarında yasaklama kararı verilmesi için işlem yapılması gerektiği halde yapılmadığı,
12.10.2010 tarihli kanalizasyon borusu ve ek parçaları alım ihalesine ilişkin; eksik komisyon üyesi ile ihale kararı alındığı, bu kararın geçerliliği olmadığı, işlemlerin kamu ihale mevzuatına uygun gerçekleştirilmediği, idare ve firma yetkililerinin 4734 sayılı Kanun’un 17 nci maddesinde belirtilen yasak fiil ve davranışlarda bulundukları, teklif veren tüm firmaların değerlendirme dışı bırakılarak ihalenin iptal edilmesi gerekirken bu işlemlerin yapılmadığı,
Sanık … ‘nın isteği doğrultusunda bahse konu ihalelerin … firmasına bırakıldığı, bu şekilde … ve ihalelerde yer alan kamu görevlileri ile ihaleleri kazanan … firması adına ortak hareket eden sanıklar … ve …’ın ihaleye fesat karıştırdıkları,
07.08.2012 tarihli koroger ve su borusu alım ihalesine ilişkin; işlemlerin kamu ihale mevzuatına uygun şekilde gerçekleştirilmediği, ihalenin gerçek anlamda yapılıp yapılmadığı hususunda bir yargıya varılamadığı, hangi firmaların bu ihaleye gireceğinin … tarafından … vasıtasıyla … ve …’a bildirildiği, ayrıca metraj ve fiyatın ne şekilde hazırlanması gerektiği hususunda yönlendirme yapıldığı, … firmasının bu dönemde yasaklı olması sebebiyle ihaleye …’a ait … firmasının girdiği, … ve …’ın … ve … firmaları adına teklifleri kendilerinin hazırladığı, … isimli firma yetkilisi olan …’in ise …’ın istek ve talimatı ile teklif verdiği, bu haliyle … ve ihalelerde yer alan kamu görevlileri ile ihaleyi kazanan … firması adına ortak hareket eden sanıklar …, … ve …’in ihaleye fesat karıştırdıkları,
07.12.2010 ve 12.10.2010 tarihli ihaleler öncesinde sanıklardan … tarafından …’na 30.04.2010, 09.06.2010 ve 29.06.2010 tarihlerinde üç ayrı çek ile toplam 30.000 TL ödeme yapıldığı, keza 07.08.2012 tarihli ihale öncesinde … tarafından … ‘ya 28.06.2012 tarihli PTT havalesi ile 10.000 TL ödeme yapıldığı, bu ödemelerin bahse konu ihalelerin … ve … firmalarına verilmesi maksadıyla yapıldığı,
Suç tarihi itibarıyla aynı zamanda Adaspor isimli kulübün yöneticisi olan sanık … ile sanık … arasında sponsorluk anlaşmaları yapıldığı, bu anlaşmalar kapsamında … ‘ya üç seferde toplam 40.000 TL ödeme yapıldığı, sanığın bu parayı kayıtlara intikal ettirmeyerek uhdesinde tuttuğu,
İddialarıyla sanıklar hakkında ihaleye fesat karıştırma, rüşvet alma, rüşvet verme ve zincirleme basit zimmet suçlarından kamu davası açılmıştır.
Mahkemece; 07.08.2012 tarihli iddia konusu ihalenin gerçek anlamda yapılmadığı, sanıklar … , …, … ve …’ın iştirak halinde hileli hareketlerde bulunarak kamu kurumu olan belediyeyi zarara uğrattıkları, keza … ‘nın, … tarafından farklı zamanlarda kendisine teslim edilen ve Adaspor kulübüne gelir olarak kaydetmesi gereken 40.000 TL’yi uhdesinde tuttuğu kabul edilerek … ‘nın nitelikli dolandırıcılık ve zincirleme basit zimmet, …, … ve …’ın nitelikli dolandırıcılık suçlarından cezalandırılmalarına, 07.12.2010 ve 12.10.2010 tarihli ihalelerde komisyon üyesi olarak yer almayan sanık … ile kamu görevlisi olmayan sanıklar … ve …’ın özgü suç niteliğindeki ihaleye fesat karıştırma suçunu işleyemeyeceği kabul edilerek bu ihaleler yönünden 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri, diğer sanıkların ise atılı suçları işlediklerinin sabit olmadığı kabul edilerek aynı madde ve fıkranın (e) bendi gereği ayrı ayrı beraatine hükmolunmuştur.
IV. GEREKÇE VE KARAR
A. Sanıklardan … ve … Hakkında Rüşvet Alma, … ve … Hakkında Rüşvet Verme Suçlarından Kurulan Beraat Hükümleri Yönünden
Sanıklar hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde; sanıkların leh ve aleyhlerindeki toplanan tüm kanıtları inceleyip, irdeleyen ve iddiaların reddine ilişkin sebepleri karar yerinde ayrı ayrı gösteren, savunmayı tercih nedenlerini açıklayan, aleyhteki kanıtları hükümlülük için yeterli görmeyen mahkemenin beliren takdir ve kanaati karşısında katılan vekilinin temyiz itirazları ile hükümde dikkate alınan sair hususlar yönünden hukuka aykırılık görülmemiş, tebliğnamede bozma isteyen görüşe de iştirak edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; Burhaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.11.2013 tarihli ve 2013/37 Esas, 2013/406 sayılı Kararı ile sanıklardan … ve … hakkında rüşvet alma, … ve … hakkında rüşvet verme suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanıklar … , …, …, …, … …, …, …, … ve … Hakkında, 07.12.2010 ve 12.10.2010 Tarihli İhalelere Yönelik İhaleye Fesat Karıştırma Suçundan Kurulan Beraat Hükümleri Yönünden
Dava konusu ihaleler nedeniyle kurum zararı oluşmadığı nazara alındığında; sanıklara isnat edilen eylemlerin sübutu halinde, 5237 sayılı Kanun’un 6459 sayılı Kanun’un 12 nci maddesiyle değişik 235 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi kapsamında düzenlenen ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturacağı, bu suçun söz konusu maddede öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı sürelerinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 21.02.2013 ve 02.04.2013 tarihli sorgular olduğu ve bu tarihlerden, temyiz incelemesi tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
Açıklanan nedenle; Burhaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.11.2013 tarihli ve 2013/37 Esas, 2013/406 sayılı Kararı ile sanıklar … , …, …, …, … …, …, …, … ve … hakkında, 07.12.2010 ve 12.10.2010 tarihli ihalelere yönelik ihaleye fesat karıştırma suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz isteği ve dosya kapsamında tespit edilen diğer hususlar nazara alındığında hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davalarının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
C. Sanıklardan … , …, … ve … Hakkında Kurulan Mahkumiyet İle …, … , …, …, … , … ve … Hakkında 07.08.2012 Tarihli İhaleye Yönelik İhaleye Fesat Karıştırma Suçundan Kurulan Beraat Hükümleri Yönünden
1. 07.08.2012 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin gerçek anlamda yapılmadığı, sanıklar … , …, … ve …’ın şeklen yapılan ihaleyi organize ettikleri ve Ayvalık Belediyesini zarara uğrattıkları, ihale komisyonunda yer alan sanıklar ile … isimli şirket yetkilisi …’in suçu işlediklerinin sabit olmadığı kabulüyle mahkumiyet ve beraat hükümleri kurulmuş ise de; Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.02.2006 tarihli ve 2005/11-119 Esas, 2006/15 sayılı Kararı uyarınca; önceden alınan hizmet için sonradan şeklen yapılan ihalenin hukuka aykırılığı ve ortada gerçek bir ihalenin bulunmaması nedeniyle ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşmayacağı, ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşabilmesi için kanunlarda öngörülmüş ihale usullerinden biriyle usulüne uygun yapılmış ya da yapılacak bir ihale ve iş olmasının zorunlu olduğu, ihalenin şeklen yapılıp ihaleye konu işin daha önceden icra edildiğinin anlaşılması halinde, ihale komisyonu kararı öncesinde alım işlemlerini yapan daha sonra buna ilişkin olarak mevzuata aykırı belge düzenleyerek fiili durumu hukukileştirmeye çalışan kamu görevlilerinin görev gereklerine aykırı hareket ederek alımın gerçekleştirildiği kişiye yarar sağladığının, ihaleye girme olanağı bulunan kişilerin bu olanaktan yoksun bırakılmaları suretiyle de onların mağduriyetine neden olduklarının, bu suretle görevi kötüye kullanma suçunun, işler yapılmadan üçüncü kişi lehine yarar sağlama kastıyla ödeme yapıldığının anlaşılması halinde diğer koşulların da varlığı halinde zimmet suçunun, daha önce ödemeleri yapılmış işe veya alıma ilişkin yeniden belge düzenlenip ödeme yapılması halinde ise, para görevin normal fonksiyonu gereği verilmiş olmadığından, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunmayan kişiler yönünden yasal tevdi unsurunun gerçekleşmemesi nedeniyle kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçunun işlendiğinin kabul edilmesi gerekeceği gözetilerek, sanık …’ın alınan savunmasında; … şirketi adına kendilerinin daha önce Ayvalık Belediyesine kanalizasyon malzemesi verdiklerini, yaklaşık 135.000 TL alacakları olduğunu, 07.08.2012 tarihli ihalenin bu alacağın tahsili amacıyla yapıldığını, bu ihale neticesinde herhangi bir malzeme teslim edilmediğini beyan etmesi karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılabilmesi açısından, suç tarihlerini kapsayan tüm bilgi, belge ve kayıtların getirtilmesi, Ayvalık Belediyesi tarafından … şirketinden bu şekilde bir malzeme alımı olup olmadığının araştırılması, yapılan ihale neticesinde sanıklar … ve …’ın yetkilisi oldukları şirketlere ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi sonrasında suç vasfının belirlenmesi ile sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
2. Sanık … ‘nın kulüp yöneticisi sıfatıyla sponsorluk geliri olarak teslim almış olduğu 40.000 TL’yi kulüp kayıtlarına intikal ettirmeyerek uhdesinde tuttuğu kabul edilerek zincirleme basit zimmet suçundan mahkumiyetine hükmedilmiş ise de; 5237 sayılı Kanun’un 247 nci maddesinde düzenlenen zimmet suçunun oluşabilmesi için kamu görevlisinin görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının yararına mal edinmesi ya da kullanması gerektiği, buna karşın Adaspor kulübüne ait olan suça konu paranın sanığa kamu görevi nedeniyle tevdi edilmediği nazara alındığında, eylemi 5237 sayılı Kanun’un 155 inci maddesinin ikinci fıkrasında tanımı yapılan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı ve 24.10.2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26 ncı maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinin ikinci fıkrasının ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 35 inci maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 254 üncü maddesi uyarınca aynı Kanun’un 253 üncü maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (e), (f), (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün miktarının, suçtan elde edilen haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenmesi gerektiği, bu nedenle sanık hakkında hüküm kurulurken gün para cezasının bu miktara göre belirlenmesinden sonra artırma veya eksiltmeler yapılarak ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak aynı Kanun’un 52 nci maddesi gereğince 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde eksik ceza tayini,
Hukuka aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle; Burhaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.11.2013 tarihli ve 2013/37 Esas, 2013/406 sayılı Kararı ile sanıklar … , …, … ve … hakkında verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafiilerinin, …, … , …, …, … , … ve … hakkında 07.08.2012 tarihli ihaleye yönelik ihaleye fesat karıştırma suçundan verilen beraat hükümlerine ilişkin katılan vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden, sanık Recep hakkında zincirleme basit zimmet suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü yönünden sair yönleri incelenmeyen hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
04.10.2023 tarihinde karar verildi.