Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2020/5632 E. 2023/7543 K. 19.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5632
KARAR NO : 2023/7543
KARAR TARİHİ : 19.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2012/226 Esas, 2013/428 Karar
SUÇLAR : Zimmet, görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Eylemlerin kül halinde zincirleme basit zimmet suçunu oluşturduğu kabulüyle mahkumiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (6723 sayılı Kanun) 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un (5320 sayılı Kanun) 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesince temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrasınca temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi uyarınca temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Tayin olunan cezanın miktarına nazaran sanık müdafiinin yasal koşulları bulunmayan duruşmalı inceleme talebinin, 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası da gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 318 inci maddesi gereği reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.12.2008 tarihli ve 2008/166117 Soruşturma, 2008/58836 Esas, 2008/36247 numaralı İddianamesiyle sanık hakkında zincirleme icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 257 nci ve 43 üncü maddelerinin birinci fıkraları uyarınca cezalandırılması ve 53 üncü maddesi uyarınca hak yoksunluğu uygulanması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. Yargılama devam ederken Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 15.12.2009 tarihli ve 2009/89341 Soruşturma, 2009/57703 Esas, 2009/35341 numaralı İddianamesiyle sanık hakkında icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 257 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması, aynı Kanun’un 53 üncü maddesi gereğince hak yoksunluklarına karar verilmesi talebiyle kamu davası açılmış, Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.07.2010 tarihli ve 2009/1543 Esas, 2010/1005 sayılı Kararı ile davanın Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/133 Esas sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
3. Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.04.2011 tarihli ve 2009/133 Esas, 2011/260 sayılı Kararı ile sanığın eylemlerinin bir kısmı 5237 sayılı Kanun’un 247 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen zimmet suçunu oluşturduğundan, delillerin değerlendirilmesi ve takdirinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğundan bahisle 5237 sayılı Kanun’un 247 nci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesi; 257 nci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesi gereği yargılanması için görevsizlik kararı verilmiştir.
4. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 07.12.2011 tarihli ve 2011/329 Esas, 2011/360 sayılı Kararı ile karşı görevsizlik kararı verilmesi üzerine ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığı Dairemizin 29.03.2012 tarihli ve 2012/2829 Esas, 2012/2905 sayılı Kararı ile Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararı kaldırılarak çözülmüştür.
5. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.12.2013 tarihli ve 2012/226 Esas, 2013/428 sayılı Kararı ile sanık hakkında eylemlerinin kül halinde zincirleme basit zimmet suçunu oluşturduğu kabulüyle, 5237 sayılı Kanun’un 247 nci ve 43 üncü maddelerinin birinci fıkraları, 248 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 3 yıl 5 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince hak yoksunluklarına hükmedilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan … vekilinin temyiz sebepleri; etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine ve cezanın alt sınırdan tayin edilmesinin hatalı olduğuna ilişkindir.
2. Sanık müdafiinin temyiz sebepleri; sanığın kamu görevlisi sayılamayacağına, federasyonun muhasebe kayıtlarının sıhhatli olmadığına, savunmalar doğrultusunda yeniden bilirkişi raporu alınmasına gerektiğine yöneliktir.
III. OLAY VE OLGULAR
Suç tarihlerinde Türkiye Judo ve Kuraş Federasyonu Başkanı olan sanığın, 2007 yılında Brezilya’da yapılan şampiyonaya gidecek kafilenin belirlenmesinde objektif ölçütlere aykırı davranmak ve kafilede bulunmaması gereken görevli olmayan bir kısım kişilerin yolculuk ve konaklama masraflarını federasyon bütçesinden ödetmek suretiyle federasyonu zarara uğrattığı, 2006 yılında yapılan genel kurul sırasında, genel kurulla ilgisi olmayan kişilerin giderleri için yersiz ödeme yaptırdığı, 2006 yılında düzenlenen turnuva sırasında taşıma hizmetleri için yüksek fatura düzenlemek suretiyle federasyonu zarara uğrattığı, 2006 yılında federasyon ile alakası olmayan kişilerin konaklama masraflarını federasyon bütçesinden ödettiği, 09.06.2006 tarihli 18 adet malzeme alımında kamu ihale kanunu hükümlerine aykırı davranarak federasyonu zarara uğrattığı, 2006 yılında İstanbul’da yapılan Avrupa Judo Federasyonları yönetim kurulu toplantısında kullanılmak üzere …’a avans olarak verilen 3.000,00 TL tutarındaki avansı adı geçen kişiden alıp herhangi bir ödeme belgesi ibraz etmeksizin bu parayı uhdesinde bulundurduğu ve avansı kapatmadığı, görevden ayrıldığı tarihte federasyona ait toplam 21.582,27 TL parayı uhdesinde bulundurduğu ve avansı kapatmadığı iddialarıyla zincirleme basit zimmet ve zincirleme icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçlarından görevsizlik kararı ile açılan kamu davasında, Mahkemece; sanığın eylemlerinin kül halinde zincirleme basit zimmet suçunu oluşturduğu kabul edilerek bu suçtan mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması ile ilgili Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün bulunmuş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yüklenen suçu 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca, ayrıca, cezasının infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Hukuka aykırı bulunmuş ancak tespit edilen bu hukuka aykırılığın Dairemiz tarafından giderilmesi mümkün görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 09.12.2013 tarihli ve 2012/226 Esas, 2013/428 sayılı Kararına yönelik katılan federasyon vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322 nci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasının 2 numaralı bendine yedinci paragraftan sonra gelmek üzere mahkemenin uygulaması ve takdiri de nazara alınarak, “Sanığın yüklenen suçu 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği anlaşılmakla, aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince, ayrıca, cezasının infazından sonra işlemek üzere takdiren 1 yıl 8 ay 25 gün süre ile anılan Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına,” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.06.2023 tarihinde karar verildi.