YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4748
KARAR NO : 2021/744
KARAR TARİHİ : 24.02.2021
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İkna suretiyle irtikap, yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Suçtan zarar gören … vekilinin 24/08/2020 havale tarihli dilekçesinin temyiz iradesi içermediği, sadece katılma istemine yönelik olduğu nazara alınarak, incelemenin sanık müdafin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanığın sübutu kabul edilen “yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama” suçunun hükümden önce 05/07/2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasanın 89. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 255. maddesinin “nüfuz ticareti” başlığı altında yeniden düzenlenip suç unsurlarında değişiklik yapılarak kamu görevlisi olmayan gerçek kişilerin de suçun faili haline getirilmesi, failin kamu görevlisi olmasının suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hali olarak düzenlenmesi karşısında, suç tarihinde Aksaray adliyesinde mübaşir olarak görev yapan, aynı mahkeme tarafından hakkında kesinleşmiş cezası olan katılan …’den cezasının infazının ertelenmesi karşılığında 1.500 TL ve Temmuz ayının ilk haftasında yeni çıkan yasadan yararlanabileceğini, cezaevine hiç girmeyeceğini ve kendisini denetimli serbestlik yasasından yararlandırabileceğini söyleyerek 2.500 TL para aldığı iddia ve kabul edilen somut olayda; sanığın eylemlerinin yukarıda bahsi geçen Yasanın yürürlük tarihinin 05/07/2012 olduğu nazara alınarak sanık lehine değerlendirmeyle kül halinde TCK’nın 255. maddesinde 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrasında zincirleme dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilip, değişiklikten önceki yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama ile dolandırıcılık suçuna ilişkin düzenlemeler ve 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve TCK’nın 157/1. maddesi kapsamındaki dolandırıcılık suçunun da uzlaşma kapsamına alınmış olması nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7/2. maddesi de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre lehe yasa karşılaştırmasının yapılması suretiyle hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği nazara alınmadan yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının Resmi Gazete’nin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’nın 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Sanığın adli sicil kaydında yer alan Aksaray 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/670 Esas, 2011/300 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Karar yönünden mahkemesine ihbarda bulunulmaması suretiyle CMK’nın 231/11. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 24/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.