Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2020/403 E. 2023/12429 K. 20.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/403
KARAR NO : 2023/12429
KARAR TARİHİ : 20.12.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2010/273 Esas, 2013/328 Karar
SUÇLAR : Zimmet, denetim görevinin ihmali, görevi kötüye kullanma
HÜKÜMLER : Sanık … hakkında zimmet, sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve … haklarında görevi kötüye kullanma ve denetim görevinin ihmali, sanık … hakkında denetim görevinin ihmali suçlarından beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.12.2013 tarihli ve 2010/273 Esas, 2013/328 sayılı Kararının katılan vekili ile O yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine yapılan ön incelemede:

Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.02.2017 tarihli, 2015/5-95 Esas, 2017/71 sayılı ve benzer Kararlarında da belirtildiği üzere “suçtan zarar görme” kavramının “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılması gerektiği, dolaylı veya muhtemel zararların davaya katılma hakkı vermeyeceği, bu nedenle sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve … haklarında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma ve görevi kötüye kullanma, sanık … hakkında ise denetim görevinin ihmali suçlarından açılan kamu davalarına 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen Hazinenin katılma ve bu suçlardan verilen hükümleri temyiz hakkı olmadığı, mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da temyiz hakkı vermeyeceği anlaşılmıştır.
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesinde sanıklardan …’nun ismine ve denetim görevinin ihmali suçuna yer vermediği nazara alındığında temyiz incelemesinin sanık … hakkında zimmet, diğer sanıklar haklarında görevi kötüye kullanma suçlarından kurulan beraat hükümleri ile sınırlı yapılmasına karar verilmiştir.
Sanıklar haklarında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesince temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrasınca temyiz edenlerin açıklanan husus dışında hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi uyarınca temyiz istemlerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince temyiz isteklerinin reddini gerektirir başkaca bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Çorum Cumhuriyet Başsavcılığının, 25.06.2010 tarihli ve 2010/5347 Soruşturma, 2010/2461 Esas, 2010/182 numaralı İddianamesiyle sanık … hakkında zincirleme basit zimmet suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 247 nci ve 43 üncü maddelerinin birinci fıkraları, diğer sanıklar haklarında denetim görevinin ihmali suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin ikinci fıkrası, görevi kötüye kullanma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 257 nci ve 43 üncü maddelerinin birinci fıkraları gereği ayrı ayrı cezalandırılmaları ve haklarında aynı Kanun’un 53 üncü maddesi gereğince hak yoksunluğu uygulanmasına karar verilmesi talebiyle kamu davası açılmıştır.
2.Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.12.2013 tarihli ve 2010/273 Esas, 2013/328 sayılı Kararı ile sanıkların atılı suçlardan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine hükmedilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılan Hazine vekili, sanıklardan … hakkında zimmet, diğer sanıklar haklarında ise denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma ve görevi kötüye kullanma suçlarının maddi ve manevi unsurlarının oluştuğunu ve mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiğini belirterek tüm beraat hükümlerini temyiz etmiştir.
2.O yer Cumhuriyet savcısı, sanıklardan …, …, …, …, …, …, …, … ve …’ın muhasebeci sanık … ile birlikte kooperatif kayıtlarını usule aykırı tutmak suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri ve cezalandırılmaları gerektiğini belirterek hükümleri temyiz etmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
26.07.2008 tarihinde Seki Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi yönetim kurulu başkan ve üyeleri olarak seçilen sanıklardan …, …, …, … ve …’ın, 31.12.2008 tarih ve 27 yevmiye ile …’ya banka hesabından verilen 10.315 Türk Lirası tutarındaki borca banka hesabında yer vermedikleri, 31.12.2008 tarihi itibari ile bankada 679,65 Türk Lirası nakit mevcudunun olmasına rağmen kapanış hesaplarında 31.12.2007 tarihli banka hesabı mevcudunun 5,77 Türk Lirası olarak yansıtıldığı, dolayısıyla banka mevcudunda olması gereken 673,88 Türk Lirasının zimmete geçirildiği, 12.01.2009 tarihinde tahakkuku yapılan serbest meslek stopajı ödenmeyerek ve vergi ödemelerinde gecikme zammına meydan verilmesi sebebiyle tüzel kişiliği zarara uğratarak görevlerini kötüye kullandıkları, 20.07.2009 tarihinde adı geçen kooperatifin yönetim kurulu başkan ve üyeleri olarak seçilen sanıklar Talat, Bayram, Süleyman, İsa ve …’ın, 2009 yılı banka hesabı ekstresinde 03.04.2009 tarihi itibari ile 699,65 TL olan banka mevcudunu 13.10.2009 tarihli mizanda 5,77 TL olarak göstermek, banka mevcudunda olması gereken 693,88 TL’yi kayıtlarda göstermemek suretiyle görevlerini kötüye kullanarak kooperatifin zararına davranıp bu paranın zimmete geçirilmesine neden oldukları, serbest muhasebeci sanık …’ın ise muhasebe kayıtlarını muhasebe uygulamalarına ve mevzuat hükümlerine uygun olmayan bir şekilde tuttuğu, bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde ve miktarda paranın uhdesinde gözükmesi sebebiyle zimmet suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle ayrı ayrı beraat kararları verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A.Sanık … hakkında zimmet suçundan verilen beraat hükmüne yönelik incelemede;
Sanığın leh ve aleyhindeki toplanan tüm kanıtları inceleyip, irdeleyen ve iddianın reddine ilişkin sebepleri karar yerinde ayrı ayrı gösteren, savunmayı tercih nedenlerini açıklayan, aleyhteki kanıtları hükümlülük için yeterli görmeyen mahkemenin beliren takdir ve kanaati karşısında katılan vekili ile O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları ile hükümde dikkate alınan sair hususlar yönünden de hukuka aykırılık görülmemiştir.
B.Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve … haklarında görevi kötüye kullanma suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
1.Sanıkların yargılama konusu eylemleri için, 5237 sayılı Kanun’un 257 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2.5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 21.01.2011 tarihli sorgu olduğu ve bu tarihten, temyiz incelemesi tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.

V. KARAR
1.Ön inceleme bölümünde açıklanan nedenle Hazine vekilinin sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve … haklarında görevi kötüye kullanma ve denetim görevinin ihmali, … hakkında denetim görevinin ihmali suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz isteminin 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
2.Sanık … hakkında zimmet suçundan verilen beraat hükmü yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.12.2013 tarihli ve 2010/273 Esas, 2013/328 sayılı Kararında katılan vekili ile O yer Cumhuriyet savcısı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
3.Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen beraat hükümleri yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle Çorum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 17.12.2013 tarihli ve 2010/273 Esas, 2013/328 sayılı Kararına yönelik O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davalarının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
20.12.2023 tarihinde karar verildi.