Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2020/3551 E. 2021/667 K. 18.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/3551
KARAR NO : 2021/667
KARAR TARİHİ : 18.02.2021

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet
HÜKÜM : Beraat

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK’nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan ve katılma talebi karara bağlanmayan İzmir Ayakkabı İmalatçıları, Satıcıları ve Tamirciler Odasının kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Yasanın 18 ve CMK’nın 237/2. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasına katılan olarak KABULÜNE karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
İzmir Ayakkabı İmalatçıları, Satıcıları ve Tamirciler Odasının genel sekreteri olarak görev yapan sanığın, Odanın 2008, 2009 ve 2010 yılları kasa defterlerinin ayrıntılı incelenmesi neticesinde düzenlenen 14/09/2011 tarihli teknik bilirkişi raporuna göre Odanın 23.337,95 TL parasını zimmetine geçirdiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, hesaplarda görünen açığın muhasebe hatasından kaynaklandığı, kayıt altına alınmayan giderler bulunduğu savunmasında bulunarak yüklenen suçu kabul etmediği,
Katılan Oda’nın muhasebe işlemlerini yürüten …ın Oda Yönetim ve Denetim Kuruluna hitaben yazdığı 08/02/2011 tarihli dilekçesinde 31/12/2010 tarihi itibarıyla kasa açığının 61.500 TL olduğunu ifade ettiği, Oda Yönetim Kurulunun talebi ile SMMM tarafından düzenlenen 09/05/2011 tarihli raporda kasa açığının 70.410,66 TL olduğunun belirtildiği, soruşturma evresinde aldırılan 14/09/2011 tarihli bilirkişi raporunda kasa işlemleri neticesinde sanığın üzerinde kalan miktarın 23.337,95 TL olduğu yönünde görüş bildirildiği, kovuşturma evresinde aldırılan ve hükme esas alınan 22/06/2012 tarihli bilirkişi heyeti raporunda ise herhangi bir hesap incelemesi yapılmaksızın genel değerlendirmeler yapılarak, savunmada ileri sürülen hususların doğrulanması halinde 18.000 TL’nin iddianamede ileri sürülen açık miktarından düşülmesi gerektiği, kalan 5.337,95 TL açık miktarının ise muhasebe hatasından kaynaklandığı, sanığın zimmetinin bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği, ayrıca sanığın 08/04/1999-10/05/2011 tarihleri arasında görev yaptığı ifade edildiği halde söz konusu raporların sadece 2008-2010 yılları arasındaki kasa hareketleri incelenmek suretiyle düzenlendiği, bu itibarla söz konusu raporların hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı nazara alınarak,Savunma tarafından ileri sürülen, başkan vekili …’ın kasadan 3.000 TL ve 1.500 TL para ile 5.000 TL tutarındaki çeki aldığı, oda başkanının seçimi kazanması nedeniyle verilen yemeğin parasının oda kasasından ödendiği, yardım, hediye, organizasyon, genel kurul giderleri gibi kayıt dışı harcamalar yapıldığı yönündeki iddiaların detaylıca araştırılması, gerektiğinde başkan ve başkan vekili hakkında suç duyurusunda bulunularak dava açılması halinde bu dava ile birleştirilmesi, katılan vekilinin 14/12/2011 tarihli dilekçesinde bildirdiği kişilerin tanık olarak dinlenmesi,Suç dönemine ilişkin tüm gelir ve gider belgelerinin temini sonrasında, dosyanın tüm ekleri ile birlikte Sayıştay emekli uzman denetçilerinden oluşan farklı bir bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, önceki bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri gideren ve tüm evrakın tetkiki suretiyle iddia, savunma ve kanıtları birlikte değerlendirerek Odanın suç tarihleri arasındaki, kayıt dışı bırakılanlar dahil, tüm gelirleri ile tüm giderlerini belirleyip karşılaştırmak suretiyle sanığın uhdesinde kalan Oda parası bulunup bulunmadığını, varsa miktarını belirleyen rapor alınması,Oda başkan ve başkan vekili tarafından, sanığın yetkisi olmadığı halde Odanın banka hesaplarından tek imza ile para çekerek mal edindiğinin iddia edilmesi karşısında, sanığın görevlendirilmesine ilişkin tüm evraklar ile Oda Ana Sözleşmesi temin edilmek ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 54. maddesi gözetilmek suretiyle temsil ve ilzam yetkisinin belirlenmesi, sanığın yetkisi bulunmadığı halde tek imza ile Odanın banka hesaplarından para çekerek mal edinme eyleminin tespiti halinde, bu şekilde mal edinilen paraların görevi dolayısıyla sanığa teslim edilmediği, muhafaza ve gözetim sorumluluğunun olmadığı, fiillerinde yasal tevdi unsurunun gerçekleşmediği, hileli ve yasal olmayan yollarla kendisine para ödenmesini sağladığı, bu eylemlerinin TCK’nın 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturabileceği, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesine ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve TCK’nın 157/1. maddesi kapsamındaki dolandırıcılık suçunun da uzlaşma kapsamına alınmış olması nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7/2. maddesi de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 18/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.