Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2020/3194 E. 2021/568 K. 11.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/3194
KARAR NO : 2021/568
KARAR TARİHİ : 11.02.2021

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet
HÜKÜM : Eylemin nitelikli zimmet olarak kabulü ile mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Tayin olunan cezanın miktarına göre yasal koşulları bulunmadığından sanık … müdafin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yüreğir Belediyesinin % 99,24 hissesine sahip olduğu belediye bünyesindeki Şirketinin genel müdürü olarak görev yapan sanık … ile aynı yerde yönetim kurulu üyeleri olarak görev yapan sanıklardan …, ve …’in görev süreleri içerisinde usulsüz harcamalar yaparak zimmet suçunu işlediklerinden bahisle açılan kamu davasında mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de; sanık …’in 2003 yılı Temmuz ayına kadar muhasebeci olarak çalışıp sadece işçi ücret bordrolarına imza attığını, şirket hesabından yapılan ödemelere ilişkin bilgisinin olmayıp harcamaların … tarafından yapıldığını, sanık …’in …’ya vekalet verip harcamaların nereye yapıldığını bilmediğini, sanık …’ün ise 2002 yılında işten ayrılıp 2003 yılında yeniden çalışmaya başladığını, şirketin gelir ve giderleri ile ilgili bilgisinin olmadığını, sanık …’nın ödemelerin bir kısmının belediye başkanının belediye bütçesinden karşılayamadığı giderlere ait olduğunu savunmaları, iddianamede belirtilen katalog, bayrak ve tanıtım giderlerinden 73.000 TL tutarındaki faturaların …’den satın alınan mallara ilişkin olup adı geçen kişinin vergi müfettişi tarafından alınan beyanında dönemin belediye başkanı’a belediye seçimleri ile ilgili el ilanları ve afişler bastığını, faturaları şirket adına düzenlediğini beyan etmesi, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında belediyeye ait tüm araçlarda maksimum çalışma kapasitesinde kullanılması halinde dahi 91.000 TL tutarındaki fatura kadar akaryakıt gideri olmayacağının belirtilmesi, şirket çalışanı olmayan kişilerin özel hastane faturası, giyim, eşantiyon masrafları adı altındaki harcamalarının şirket faaliyeti kapsamında olup olmadığının saptanmasına ilişkin 12/03/2018 tarihli bozma ilamımızın gereğinin yerine getirilmediğinin anlaşılması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması açısından, … ve CMK’nın 48/1. maddesindeki yasal hakları hatırlatılmak suretiyle ‘ın tanık sıfatıyla beyanlarının alınarak, faturalara konu harcamaların şirket için yapılıp yapılmadığının belirlenmesinden, suç tarihlerinde şirketin tüm akaryakıt faturalarının toplamından ortalama kullanılan akaryakıt miktarı düşülmek suretiyle kalan miktarın saptanmasından, uçak bileti, hastane faturası, giyim, itriyat ve eşantiyon masraflarına ilişkin tüm dayanak belgelerin ilgili şirketten getirtilmesinden ve gerektiğinde tanık dinlenmek suretiyle harcamaların şirkete ait harcamalar olup olmadığı ve sanıkların uhdelerinde kalan para bulunup bulunmadığının tespitinden, bulunması halinde sanıkların şirketin fiilen işleyişindeki görev ve sorumlulukları, parasal iş ve işlemleri ile yönetim işlerinin kim ya da kimler tarafından yürütüldüğünün belirlenmesinden, her bir sanığın görev yaptığı tarihler dikkate alınmak suretiyle mal edinme eylemlerine ne şekilde iştirak ettiklerinin karar yerinde tartışılmasından sonra hasıl olacak sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının ayrı ayrı takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden ve Yargıtay’ın gerekçelerde tutarlılık denetimi yapması ve mantıksal ve hukuksal bütünlüğün sağlanması için kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia ve savunmaya ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması ilkelerine uyulmadan, yazılı şekilde eksik soruşturmaya dayalı olarak gerekçeden yoksun şekilde hükümler kurulması,
İddianame yerine geçen görevsizlik kararında sanıklar hakkında zimmet suçu yönünden TCK’nın 247/1. maddesinin uygulanması talep edildiği halde, CMK’nın 226. maddesine aykırı olacak şekilde sanıklardan … ve …’e ek savunma hakkı tanınmadan TCK’nın 247/2. maddesi uygulanarak savunma haklarının kısıtlanması,
Sanıklardan …’ın hükümden sonra 15/10/2020 tarihinde öldüğü UYAP sisteminden temin edilen nüfus kaydından anlaşıldığından, bu husus mahallinde araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 64 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,Kabule göre de;
Sahtecilik eylemlerinin 765 sayılı TCK’nın 202/2. maddesinde düzenlenen nitelikli zimmet suçunun unsuru olduğu, buna karşılık 5237 sayılı TCK’nın 212. maddesindeki “sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur” şeklindeki düzenleme uyarınca, sanıkların eylemlerinin hem zimmet hem de sahtecilik suçlarını oluşturacağı nazara alınıp, lehe yasanın buna göre değerlendirme yapılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,5237 sayılı TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği kabul edilen sanıklar hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sanık … yönünden esası incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 11/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.