YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/303
KARAR NO : 2023/1693
KARAR TARİHİ : 23.02.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet
HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle zincirleme nitelikli zimmet suçundan mahkumiyet
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (6723 sayılı Kanun) 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un (5320 sayılı Kanun) 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesince temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrasınca temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığının, 13.09.2011 tarihli ve 2011/378 Esas, 2011/1491 Soruşturma, 2011/42 numaralı İddianamesiyle sanık hakkında zimmet suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 247 nci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 248 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca cezalandırılması ve hakkında aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği hak yoksunluklarına karar verilmesi talebiyle kamu davası açılmıştır.
B. Tunceli Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.06.2012 tarihli ve 2011/70 Esas, 2012/28 sayılı Kararı ile sanığın yüklenen suçtan cezalandırılmasına karar verilmiştir.
C. Dairemizin 01.06.2015 tarihli ve 2013/9423 Esas, 2015/12003 sayılı Kararı ile sanığın eylemlerinin zincirleme nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu, zimmete konu para miktarının değerinin azlığı nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 249 uncu maddesi ve etkin pişmanlık kovuşturma başlamadan önce gerçekleştiğinden aynı Kanun’un 248 inci maddesinin ikinci fıkrasının ilk cümlesi gereğince uygulama yapılması gerektiği nedenleriyle mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
D. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde Tunceli Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.10.2015 tarihli ve 2015/152 Esas, 2015/143 sayılı Kararı ile sanık hakkında verilen hükmün açıklanması geri bırakılmıştır.
E. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi üzerine açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanmak suretiyle temyiz incelemesine konu karar ile sanığın yüklenen zimmet suçundan 5237 sayılı Kanun’un 247 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 248 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi, 249 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 11 ay 12 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık temyiz dilekçesinde, yanında bulunan parayı zamanında ilgili yere teslim etmemesinin unutkanlık sebebiyle olduğunu, unutkanlık hastalığı olduğuna dair doktor raporu bulunduğunu, suç kastının bulunmadığını, bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını, bu itibarla inceleme konusu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yüksek mahkemece belirlenecek olan diğer nedenler de gözetilerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
06.06.2009-28.12.2009 tarihleri arasında Pülümür öğretmenevi müdür vekili olarak görev yapan sanığın, …, …, …, …, …, … ve … isimli kişilerden söz konusu yerde konaklama ücreti olarak tahsil ettiği 904 TL’yi kayıtlara intikal ettirmeyip mal edinmek suretiyle zimmet suçunu işlediği iddiasıyla cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
Mahkemece; aşamalardaki sanık savunması, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı suçun sübut bulduğu kabul edilerek cezalandırılmasına karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
5237 sayılı Kanun’un 247 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının, 249 uncu maddesinin birinci fıkrasının, 43 üncü maddesinin birinci fıkrasının, 248 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin ve 62 nci maddesinin bu sıra dahilinde uygulanması gerektiği gözetilmeyerek aynı Kanunun 61 inci maddesine aykırı davranılması ile 5237 sayılı Kanun’un 247 nci maddesinin uygulanması ile bulunan 7 yıl 6 ay hapis cezasının aynı Kanun’un 43 üncü maddesine göre artırımı sonrasında hesap hatası yapılarak 8 yıl 16 ay 15 gün yerine 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası belirlenmesi sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.05.2019 tarihli ve 2019/78 Esas, 2019/143 sayılı Kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden eleştiriler dışında herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.02.2023 tarihinde karar verildi