YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/1957
KARAR NO : 2023/7293
KARAR TARİHİ : 08.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2013/192 Esas, 2014/39 Karar
SUÇLAR : Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (6723 sayılı Kanun) 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un (5320 sayılı Kanun) 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesince temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkralarınca temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereğince temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi uyarınca temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Haymana Cumhuriyet Başsavcılığının, 12.12.2013 tarihli ve 2013/2 Soruşturma, 2013/313 Esas 2013/153 numaralı İddianamesiyle sanık hakkında yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 255 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması ve hakkında aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince hak yoksunluğu uygulanmasına karar verilmesi talebiyle kamu davası açılmıştır.
B. Temyiz incelemesine konu karar ile sanığın nüfuz ticareti suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 255 inci maddesinin birinci fıkrası, aynı fıkranın ikinci cümlesi ve 62 nci maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 416 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına ve adli para cezasının aynı Kanun’un 52 nci maddesi uyarınca günlüğü 20,00 TL’den olmak üzere 8.320 TL olarak belirlenmesine hükmedilmiştir.
C. Dairemizin 20.02.2020 tarihli ve 2018/1165 Esas, 2020/7190 sayılı Kararı ile Üst yer Cumhuriyet savcısı tarafından da temyiz talebinde bulunulduğu halde tebliğnamede görüş bildirilmediğinden, açıklanan noksanlığın ek tebliğname düzenlenmek suretiyle giderilmesi amacıyla esası incelenmeyen dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiştir.
D. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Üst yer Cumhuriyet savcısının temyiz talebine ilişkin 13.03.2020 tarihli 5-2015/72898 sayılı ek tebliğname düzenlenerek dosya Dairemize gönderilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Üst yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri, suç tarihinin 2010 yılı olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanığın lehine olan 5237 sayılı Kanun’un 255 inci maddesinin birinci fıkrasının uygulanması gerekirken, maddenin 6352 sayılı Kanun’un 88 inci maddesi ile değişik ve 02.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren şeklinin uygulanması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edildiğine, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uygulanırken hangi haktan hangi süreyle yoksunluğa karar verildiğinin belirtilmediğine, sanık hakkında hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezasının gerekçe gösterilmeden alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmek suretiyle fazla cezaya hükmedildiğine, sanığın kamu görevlisi olması nedeniyle 1/2 oranında artırım yapılırken 500 gün adli para cezasının 1/2 oranında artırılmaması suretiyle adli para cezasının eksik tayin edildiğine ilişkindir.
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri, katılan ile sanık arasındaki görüşme kayıtlarının istenmesine ilişkin talepleri karşılanmayarak savunma haklarının kısıtlandığına, tanık olarak dinlenen … ve … ile müvekkili arasında husumet bulunduğuna, taraflı kişilerin beyanları dışında delil olmadığına, katılanın iddialarının soyut bir iddiadan ibaret olduğuna, “Şüpheden sanık yararlanır” ilkesi uyarınca müvekkilinin beraatine karar verilmesi gerektiğine, sonuç cezanın yanlış şekilde hesaplandığına, yokluğunda toplanan delillerin sanığa bildirilmediğine, karardan önce son sözün sanık ve müdafiine verilmediğine ve sair hususlara yöneliktir.
III. GEREKÇE
Sanığın yargılama konusu eylemi için, yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama suçunun suç tarihi itibarıyla lehe olan ve 6352 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 255 nci maddesi uyarınca belirlenecek cezasının üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
Suç tarihinin azami olarak sanığın görev süresinin sonu olan 02.08.2010 olarak kabul edilebileceği, bu tarihten temyiz incelemesi tarihine kadar, 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Haymana Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.06.2014 tarihli ve 2013/192 Esas, 2014/39 sayılı Kararına yönelik Üst yer Cumhuriyet savcısının ve sanık müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.06.2023 tarihinde karar verildi.