Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2020/1077 E. 2020/11820 K. 06.07.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/1077
KARAR NO : 2020/11820
KARAR TARİHİ : 06.07.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli zimmet
HÜKÜM: Zincirleme nitelikli zimmet suçundan mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Tayin olunan ceza miktarına göre sanık … müdafin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE, temyiz incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Anayasa Mahkemesinin TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün bulunmuş, yüklenen suçu TCK’nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen ve hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince, hükmolunan 7 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasının yarısından az olmayacak şekilde bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bozmaya uyularak gereği yerine getirilmek, delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen mahkumiyet hükmü eleştirilen husus dışında usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Sanık …’nin sanık …’in eylemine iştirakinin bulunmadığı, kendisine isnat olunan fiilin …. Şti’ne aktarılmak üzere teslim edilen tutarın şirket hesaplarına geçirilmemesinden ibaret olduğu, bu haliyle eylemin sübutu halinde basit zimmet suçunu oluşturabileceği ve bu suçun suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK’nın 202/1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 102/3 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 15 yıllık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihi olan 01/06/2002 ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE 06/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.