Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2019/9403 E. 2021/446 K. 08.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/9403
KARAR NO : 2021/446
KARAR TARİHİ : 08.02.2021

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (tüm sanıklar hak.), icbar suretiyle irtikap (sanık … hak.), rüşvet alma ve rüşvet verme (tüm sanıklar hak.)
HÜKÜM : Tüm sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ile rüşvet alma ve rüşvet verme suçlarından beraat, sanık … hakkında sanıklardan …, …, … ve …’na yönelik eylemleri nedeniyle dört kez, sanık … hakkında sanık …’ın irtikap eylemlerine yardım eden olarak iştirak etmek suretiyle bir kez icbar suretiyle irtikap suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi; CMK’nın 260/1. maddesine göre rüşvet alma ve rüşvet verme ile icbar suretiyle irtikap suçlarından katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Yasanın 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak
CMK’nın 237/2. maddesi hükmü uyarınca katılma talebinin KABULÜNE, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle bahse konu suçtan tüm sanıklar hakkında verilen beraat hükümlerini temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan Hazinenin bu suça yönelik katılma ve temyiz istemleri ile tüm sanıklara atılı suç işlemek amacıyla örgüt kurma, sanıklar …,
ve …’e yüklenen rüşvet verme suçlarından doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle bahse konu suçlardan verilen hükümleri temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan Ordu İl Milli Eğitim Müdürlüğünün usulsüz olarak bu suçlar yönünden de davaya katılmasına karar verilmesi hükümleri temyiz hakkı vermeyeceğinden vekilinin temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca ayrı ayrı REDDİYLE, incelemenin katılan Hazine vekilinin irtikap, rüşvet alma ve rüşvet verme suçlarından kurulan tüm beraat ve mahkumiyet, katılan … vekilinin sanıklar … ve … hakkında rüşvet alma suçundan verilen beraat, sanıklar … ve … müdafilerin ise sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla SINIRLI OLARAK YAPILMASINA karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Tüm sanıklar hakkında rüşvet alma ve rüşvet verme suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılanlar vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar … ve … hakkında icbar suretiyle irtikap suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Anayasanın 38/2. maddesi hükmü gereğince, kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulguların delil olarak kabul edilemeyeceği, 5271 sayılı CMK’nın 217/2. maddesi uyarınca yüklenen suçun, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebileceği, 206/2-a maddesince ortaya konulması istenilen bir delil kanuna aykırı olarak elde edilmişse reddolunacağı, 230/1-b maddesi hükmü gereğince mahkumiyet hükmünün gerekçesinde delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi gerektiği cihetle, dosya kapsamına göre; Ünye Sulh Ceza Mahkemesinin 04/04/2013 tarihli ve 2013/217 Değişik iş sayılı Kararı ile sanıklardan …, …, …, … ve …’nın kullandıkları GSM hatları hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüt faaliyeti kapsamında görevi kötüye kullanma, rüşvet ve irtikap suçlarından iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması, izlenmesi ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine karar verildiği, sanıklar
hakkında uygulanan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tedbiri sırasında elde edilen görüşme kayıtlarının CMK’nın 135. maddesinin 8. fıkrasında sayılan katalog suçlar arasında irtikap suçunun olmaması nedeniyle yasal delil olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, hukuka aykırı deliller dışlandığında dosya kapsamında sanıkların mahkumiyetlerine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince yüklenen suçtan beraatleri yerine yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kabule göre de;
TCK’nın 250/1, 250/4. maddeleri gereğince tayin olunan 2 yıl 6 ay hapis cezasından anılan Kanunun 62/1. maddesine göre 1/6 oranında indirim yapıldığında dört kez 2 yıl 1 ay yerine dört kez 1 yıl 13 ay hapis cezası belirlenmesi suretiyle sanık … hakkında eksik cezaya hükmedilmesi,
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 tarihli ve 2014/118-2016/208 E.-K. sayılı Kararında da benzer şekilde belirtildiği üzere, irtikap suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun millete ve devlete karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağı nazara alınarak, fiilin zincirleme suç olarak kabulüyle tek suçtan hüküm kurulup, TCK’nın 3 ve 61. maddeleri de gözetilerek, ilgili kanun maddesinde öngörülen temel cezanın tayini ve zincirleme suç nedeniyle yapılacak artırımda alt ve üst sınırlar arasında takdir hakkının kullanılması suretiyle sonuç cezanın saptanması, yine TCK’nın 250/4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun da irtikap edildiği kabul edilen tüm menfaat miktarına göre değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, sanıklardan Nedim hakkında icbar suretiyle irtikap suçundan yazılı şekilde mağdur sayısınca olmak üzere dört kez cezalandırılmasına karar verilerek fazla ceza tayini,
Yüklenen suçu TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık … hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca “cezasının infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına” karar verilmesi yerine, sadece “memuriyet görevinden yasaklanmasına” şeklinde sınırlı uygulama yapılması,
Kanuna aykırı, katılan Hazine vekili ile sanıklar müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA 08/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.