Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2019/552 E. 2019/5890 K. 29.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/552
KARAR NO : 2019/5890
KARAR TARİHİ : 29.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Davanın reddi (sanıklar Güner ve Muharrem hak. tefecilik suçundan), beraat (sanıklardan … hak. dolandırıcılık, Tamer hak. ise tefecilik suçlarından), mahkumiyet (sanık … hak. zincirleme tefecilik suçundan)
EK TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Düşürülme

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanık …’a yüklenen dolandırıcılık suçundan doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan Hazinenin usulsüz olarak bu suç yönünden de davaya katılmasına karar verilmesi hükmü temyiz hakkı vermeyeceğinden, vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİYLE, incelemenin katılan Hazine vekilinin tefecilik suçundan verilen davanın reddi, beraat ve mahkumiyet, sanık … müdafin aynı suçtan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Tefecilik suçundan sanıklardan … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafi ile katılan vekilinin, … hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik de katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıkların üzerlerine atılı tefecilik suçunun 5237 sayılı TCK’nın 241/1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırına göre aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımına süresine tabi olduğu, son ödünç paranın verildiği 20/02/2006 ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından ve temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Sanıklar … ve … haklarında kurulan kamu davasının reddine dair hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
…2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/793 Esas ve 2009/994 Karar sayılı dosyasında sanıklar hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasında mahkumiyetlerine karar verildiği, suç ve iddianame tarihleri ile suçtan zarar görenleri yönünden temyize konu bu dava ile aynı olmadığı ancak eylemlerin sübuta ermesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması ihtimalinin bulunduğu, aynı teselsül ilişkisi içinde bir kısım zarar görenlere karşı gerçekleştirilen tefecilik eylemi nedeniyle açılmış bir kamu davasının veya verilmiş ya da kesinleşmiş bir hükmün bulunmasının diğer zarar görenlere yönelik eylemlerin dava konusu yapılmasına engel olmayacağı, yargılama sonunda sabit görülen suçların cezalandırılabilirliğinin bu husustan bağımsız olarak ele alınması gerektiği nazara alınarak, söz konusu dava dosyasının getirtilip incelenmesinden ve onaylı suretinin dosya arasına konulmasından sonra sübutu halinde sanıkların hukuki kesinti bulunmayan eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme tek tefecilik suçunu oluşturması nedeniyle TCK’nın 3/1 ve 61/1. madde hükümleri de gözetilerek hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde kamu davasının reddine dair hükümler kurulması,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA 29/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.