Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2019/4319 E. 2019/6731 K. 03.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/4319
KARAR NO : 2019/6731
KARAR TARİHİ : 03.07.2019

İkna suretiyle irtikap suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 250/2, 250/4 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/07/2018 tarihli ve 2017/206 esas, 2018/227 sayılı kararına yönelik, sanık müdafin itirazının reddine ilişkin merci Aksaray 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/10/2018 tarihli ve 2018/427 değişik iş sayılı kararı ve Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine dair merci Aksaray 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/11/2018 tarihli ve 2018/479 Değişik iş sayılı Kararının;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığında zabıt katibi olarak çalışmakta olan sanığın olay tarihinde, mağdur Atakan Özcan tarafından defaten aranarak “…”na ait mahkemelerince verilmiş ceza, yakalama ve infaz bilgilerinin istenilmesi üzerine, görevi olmadığını bildiği halde görevinin gereklerine aykırı hareket ederek, söz konusu bilgileri UYAP’ta görebilmeye yetkili diğer zabıt katiplerinden temin etmek suretiyle mağdura ulaştırdığı ve yaptığı eylem karşılığı mağdurdan iki seferde toplamda 1.600,00 Türk lirası alarak menfaat elde ettiği somut olayda, mağdurun, istediği bilgilere ulaşmak amacıyla sanığı birçok defa aradığı sırada sanığın kendisinden menfaat temin etmeye çalışmasını takiben aldığı bilgilere karşılık sanığa para gönderdiği, taleplerinin sanığın görev ve yetkilerini aştığının farkında olan mağdurun sanığın zorlaması veyahut hileli hareketleri olmaksızın başkası hakkında elde etmeyi istediği bilgiler karşılığı söz konusu menfaati zaten vermeye razı olduğu, bu durumda icbar ya da hileli hareketler yapılarak iradesi sakatlanmak suretiyle ikna edilerek mağdurdan yarar sağlanmasından söz edilemeyeceği anlaşılmakla, mevcut olayda sanığa yüklenen 5237 sayılı Kanunun 250. maddesinde düzenlenen irtikap suçunun yasal unsurları itibari ile oluşmadığı ancak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilere haksız bir menfaat sağlayan sanığın, eylemine uyan anılan Kanunun 257. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılması gerektiği cihetle, belirtilen nedenlerle itirazların kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 18/04/2019 tarihli ve 94660652-105-68-3613-2019-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdi kılınmakla gereği düşünüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29/06/2010 tarihli ve 2010/70 Esas, 2010/159 sayılı Kararında da belirtildiği üzere …Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının itiraz yasa yoluna tabi bulunması nedeniyle, gerek itiraz edilerek gerekse itiraz edilmeksizin kesinleşmesi halinde, olağanüstü bir yasa yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceğinde kuşku bulunmamaktadır. Ancak kanun yararına bozma yasa yolunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, 5271 sayılı Yasanın 231. maddesinin 5-14. fıkralarındaki koşullar kapsamında denetlenerek, somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığı, ceza miktarı, daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkumiyet, zararın giderilip giderilmediği, suçun İnkılap Yasasında belirtilen suçlardan bulunup bulunmadığı, Askeri Ceza Yasası ile 15 yaşından büyükler açısından 3713 sayılı Yasa kapsamındaki suçlardan olup olmadığı ve denetim süresinin doğru tayin edilip edilmediği gibi hususlara ilişkin hukuka aykırılıklar nedeniyle bozulabilecektir. Burada unutulmaması gereken husus, bu yasa yolunda denetlenenin hüküm olmayıp hükmün üzerine inşa edilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı olduğudur.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının dayanağını oluşturan mahkumiyet hükmü ise; hükmün açıklanması, düşme kararının verilmesi veya yeni bir mahkumiyet hükmünün tesisinden sonra temyiz incelemesine konu olabilecek ve ancak bu aşamadan sonra temyiz yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde, koşulları bulunduğu takdirde kanun yararına bozma yasa yolu ile denetlenebilecektir.
Görüldüğü gibi, hükmün içeriğindeki hukuka aykırılıklar ancak hükmün hukuken varlık kazanması halinde olağan ve olağanüstü yasa yolları denetimine konu olabileceğinden, henüz hukuken varlık kazanmayan bir hükmün ne olağan ne de olağanüstü yasa yolu denetimine konu edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verildiği ahvalde hükmün içeriğine dahil bulunan hukuka aykırılıkların, kanun yararına bozma yoluyla denetlenmesi olanağı bulunmamaktadır. Yasa koyucu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının üzerine inşa edildiği mahkumiyet hükmünün olağan yasa yolu olan temyizen incelenmesini dahi yasaklamışken, henüz doğmamış bu hükümdeki hukuka aykırılıkların olağan denetim süreci sonlanmadan, olağanüstü bir yol olan kanun yararına bozmayla denetlenebileceğini kabul etmek, yasa yollarında hakim olan temel ilkelere açıkça aykırılık oluşturacağı gibi temyiz ve kanun yararına bozma yasa yolunun gerek başvuru koşulları gerekse sonuçlarındaki farklılıklar ile kanun yararına bozma kurumunun konuluş amacı nazara alındığında ileride telafisi mümkün olmayan sorunlara da yol açabileceği aşikar olup, bu itibarla, açıklanması geri bırakılan hükmün içeriğine ilişkin olan hukuka aykırılıkların, kanun yararına bozma yasa yoluyla denetlenme olanağının bulunmadığının anlaşılması karşısında, Aksaray 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/11/2018 tarihli ve 2018/479 Değişik iş sayılı Kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE 03/07/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.