Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2019/2862 E. 2019/3823 K. 02.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2862
KARAR NO : 2019/3823
KARAR TARİHİ : 02.04.2019

Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … haklarında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet, iş ve çalışma hürriyetini engellemek, eğitim ve öğretimi engelleme suçlarına azmettirmek, terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak, terör örgütünü yönetmek, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna muhalefet ve örgütün faaliyetini düzenlemek suretiyle örgütü yönetmek suçlarından Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan 2016/45 Esas sayılı kamu davasının CMK’nın 19/2. maddesi uyarınca kamu güvenliği gerekçesi ile başka bir yer Ağır Ceza Mahkemesine nakli istemini içeren Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 27/03/2019 günlü ve 35601974-104-0134-2019-E.528/22234 sayılı yazısı ve ekindeki evrak Yargıtay C.Başsavcılığının 28/03/2019 günlü ve ND-2019/32916 sayılı yazısı ile Dairemize gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Diyarbakır Valiliğinin 28/02/2019 tarihli ve 81199893-889-85 sayılı yazısında; bahse konu davanın Diyarbakır Adliyesinde görülmesi halinde, Diyarbakır ilinin hassasiyetleri sebebiyle, daha önce görülen davalarda yaşanan olumsuzlukların tekerrür edebileceği, sanıkların bir kısmının milletvekili, bir kısmının eski milletvekili ve bir kısmının da daha önce Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış olmaları, geniş bir halk kitlesine sahip veya bölgede bilinen kişilerden olmaları nedeniyle davayı geniş kitlelerin takip edebileceği, sanık yakınları ve siyasi görüşlerine yakın kitlelerin davaya ciddi katılım sağlayabilecekleri, bu tarz durumlar toplumsal olay ve kargaşaya yol açabileceğinden, şehrin muhtelif yerlerinde kamu güvenliğini sarsacak nitelikte üzücü olayların meydana gelmesi ihtimalinin bulunduğu, bahse konu davanın içeriğinin “PKK/KCK terör örgütü propagandası, devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” olması nedeniyle hükümete karşı öfke ve kin besleyen şahıslar, gruplar tarafından davanın propaganda malzemesi haline dönüştürülebileceği, bu durumun da il içerisinde toplumsal çatışmaya ve kargaşaya yol açma ihtimalinin bulunduğu, söz konusu duruşmanın Diyarbakır Adliyesinde gerçekleşmesi halinde, sanıkların cezaevinde, adliyede veya cezaevinden adliyeye getirilip götürülmeleri esnasında, bölgenin terör bölgesi olması ve terör olaylarının çok sık yaşandığı bir bölge olması nedeniyle öldürülmeleri, kaçırılmaları veya kargaşa çıkması ihtimali ile sansasyonel ve büyük davalarda yeteri kadar adliye noktası ve çevik kuvvet personeli görevlendirilmesine rağmen, davaya müzahir grupların kimlik bilgilerinin ve sayısının bilinmemesi nedeniyle güvenlik zafiyeti oluşması ihtimalinin bulunduğu, PKK ve diğer terör örgütlerinin son zamanlarda eylem arayışı içinde oldukları yönünde yoğun istihbari bilgiler alındığı, Diyarbakır’da çok sayıda basın açıklaması yapıldığı, … isimli sözde DTK sorumlusunun açlık grevinin halen devam etmesinden dolayı önlemler alınsa bile söz konusu duruşmanın Diyarbakır ilinde yapılmasının risk oluşturabileceği, sonuç olarak tutuklu sanıkların HDP partisine üye kişiler olduğu, bu nedenle terör örgütü için de bu durumun sembolik anlam taşıyabileceği, ülke genelinde ses getirmek amacıyla davanın görüleceği adliye binası ve çevresinde terör eylemi gerçekleştirilmesi ihtimalinin bulunduğu, özellikle PKK terör örgütünün son dönemde eylem arayışı içinde olduğu, duruşma salonlarının camlarının adliye binasının dışından görülebilecek yönde ve büyük olduğu, uzun namlulu silahlarla yapılabilecek saldırılara açık olduğu, el yapımı patlayıcı ve bombalı araç gibi belirtilen mahiyette olası bir saldırı düzenlendiğinde başta yargılama görevi yapan mahkeme heyeti olmak üzere salon içerisinde bulunan tutuklu sanık, güvenlik görevlileri ve diğer tarafların da risk altında bulunabilecekleri değerlendirildiğinden, kamu güvenliği bakımından yaşanması muhtemel tüm olumsuzlukların önüne geçilmesi adına, davanın başka bir ilde yapılmasının uygun olacağı yönünde görüş belirtildiği,
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 07/03/2019 tarihli ve B.M. 2019/3336-2/03 sayılı fezlekesinde; davanın sanıklarının HDP’ye üye kişiler ve HDP milletvekilleri oldukları, bu nedenle terör örgütü içinde bu durumun sembolik anlam taşıyabileceği, Diyarbakır ilinde geniş bir halk kitlesine sahip ve bölgede bilinen kişilerden olmaları nedeniyle davayı geniş kitlelerin takip edebileceği, geçmişte görülen KCK davalarında yaşanan toplumsal olaylar göz önünde bulundurulduğunda, davanın terör örgütü mensuplarınca propaganda malzemesi haline dönüştürülerek Diyarbakır ilinde toplumsal çatışmaya ve kargaşaya yol açabileceği, şehrin muhtelif yerlerinde kamu güvenliğini sarsacak şekilde üzücü olayların meydana gelmesi ihtimalinin bulunduğu, ayrıca Diyarbakır ilinin sosyal ve siyasi konumu gereği güvenlik risklerinin devamlı değişkenlik göstermesi nedeniyle, alınacak ek güvenlik tedbirlerinin de yeterli olmayacağı ve üzücü olayların meydana gelme olasılığının mevcut olduğu değerlendirildiğinden Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/45 Esas sayılı dosyasının başka bir mahale naklinin uygun olacağının bildirildiği gözetilerek yapılan incelemede;
Davanın kamu güvenliği nedeniyle naklinin CMK’nın 19/2. maddesinde düzenlendiği, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01/01/2006 tarih ve 19 no.lu genelgesi ile de kamu güvenliği nedeniyle davanın naklinin istenmesi durumunda yapılacak işlemlerin izah edildiği,
Mahkemece 18 (on sekiz) celse boyunca yargılama yapıldığı ve delillerin büyük ölçüde toplanmış olduğu, dosyada sadece iki sanık hakkında kırmızı bülten ve yakalama kararı çıkartıldığı, öte yandan son yapılan duruşmalara katılımın da oldukça düşük boyutta kaldığı, yargılama süresince duruşma tutanaklarına yansıyan ve davanın naklini gerektiren herhangi bir olumsuz olayın yaşanmadığı, mahkemece 20/09/2018 tarihinde yapılan 17. celsede nakil talebinde bulunulduğu, mevcut davanın bulunduğu yargılama aşaması, öngörülen ara kararı ve işlemleri nazara alındığında ve dava ekonomisi ile tabii hakim ilkesi de düşünüldüğünde keza kanunun aradığı manada ciddi, yakın ve kamu emniyetini tehlikeye düşürecek bir durumun bulunmadığı, hakeza muhtemel olayları Diyarbakır ili emniyet güçlerinin önlemeye yönelik imkanları da birlikte değerlendirildiğinde CMK’nın 19/2. maddesinin öngördüğü dava nakli şartlarının somut olayda bulunmadığı, açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/45 Esasında kayıtlı bulunan kamu davasının başka bir yer Ağır Ceza Mahkemesine nakline ilişkin talebinin REDDİNE, dosyanın müteakip işlemlerin mahkemesince takdir ve ifası için mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE, 02/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.