Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2018/5158 E. 2018/9303 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5158
KARAR NO : 2018/9303
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanığın, … ile …’dan faiz geliri elde ettiğinin tespit edildiğine ilişkin Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu’nun 26/11/2013 tarihli, 2013-A-2358/53 ve 54 sayılı vergi tekniği ile suç duyurusu raporları ve tanık beyanları kapsamında tefecilik suçundan cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer kalmaksızın ortaya çıkartılması bakımından, alacaklı olduğu icra takip dosyalarının tespitiyle varsa bu dosyaların getirtilip incelenerek, takip borçlularının sanıktan faiz karşılığında borç para alıp almadıkları konusunda tanık olarak bilgilerine başvurulması, 26/11/2013 günlü raporlarda ismi geçen …’ın tanık sıfatıyla dinlenilmesi ile tanık …’ye hangi tarihte sanıktan faiz karşılığı borç aldığının açıklattırılması sonrasında tüm deliller birlikte değerlendirilerek hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Hükmün 3. bendinde tefecilik suçundan verilen hapis cezasının yanında hükmedilen 520 gün adli para cezasının TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca günlüğü takdiren 20 TL’den paraya çevrildiği, 4. bendinde ise taksitlendirmenin buna göre belirlenen 10.400 TL üzerinden yapıldığı belirtilmesine rağmen, yine 3 no’lu bentte bu uygulamayla çelişki oluşturacak ve infazda tereddüt yaratacak şekilde 520 gün adli para cezasının günlüğü 30 TL üzerinden (520×30) paraya çevrildiği gösterilmek ve sonuç olarak 15.600 TL adli para cezasına hükmedilmek suretiyle hüküm kurulması,
6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisinin kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına karar verilmesi,
Sanık hakkında TCK’nın 53/3. maddesi gereğince sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar 53/1-c maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilebileceği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,
Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra yürürlüğe giren 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı TCK’nın 53. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin Kararının dikkate alınması lüzumu,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.