YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4652
KARAR NO : 2018/9269
KARAR TARİHİ : 22.11.2018
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KATILANLAR : …, Hazine
SUÇ : Zincirleme tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanık hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasında mahkumiyet kararı verilmiş ise de; dosyadaki mevcut delillerin hüküm kurmaya yeterli olmadığı nazara alınarak maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından, sanığın, tefecilik yapıp yapmadığı hususunda kolluk araştırması yaptırılması, ilgili icra dairelerinden alacaklı olduğu icra dosyalarının sorulup var ise aslı veya onaylı suretleri getirtilip borçlu gözüken kişilerin faiz karşılığı sanıktan ödünç para alıp almadıkları konusunda tanıklıklarına başvurulması, Denizli 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/533 esas sayılı dosyasında dinlenilen ve olaya dair bilgi ve görgüleri bulunduğu anlaşılan ….ın usulüne uygun olarak tanık sıfatıyla beyanlarının alınması, bunun mümkün olmaması halinde CMK’nın 211/1-c ve 217/1. maddeleri uyarınca daha önce alınan beyanlarının duruşmada okunarak sanıktan diyeceklerinin sorulması, UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada sanık hakkında Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/11716 sayılı tefecilik suçuna ilişkin soruşturma dosyasının bulunduğunun anlaşılması karşısında, bu suçun zincirleme biçimde işlenebileceği, suç tarihinin kazanç elde etmek amacıyla ödünç paranın verildiği tarih, zincirleme suçlarda ise son suçun işlendiği gün olduğu gözetilerek, söz konusu dosyanın akıbetinin ve sanık hakkında tefecilik suçundan açılmış başkaca dosya bulunup bulunmadığının araştırılması, derdest ve mümkün ise dosyaların birleştirilmesi, karara çıkmış ve kesinleşmişse onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi sonrasında suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığının ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının saptanması ile Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nın 34, 230 ve 289/1-g maddeleri uyarınca mahkeme kararının sanığı, katılanı, Cumhuriyet savcısını ve herkesi tatmin edecek, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde olması, Yargıtayın gerekçelerde tutarlılık denetimi yapması ve bu açılardan mantıksal ve hukuksal bütünlüğün sağlanması için kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler sonucunda mahkemenin ulaştığı kanaatin, iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması kurallarına da uyulmak suretiyle hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik inceleme ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Adli sicil kaydına göre mükerrir olduğu anlaşılan sanık hakkında TCK’nın 58/6-7. maddelerinin uygulanmaması,
28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesindeki düzenlemeye aykırı olarak hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğine karar verilmesi,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren TCK’nın 53. maddesiyle ilgili iptal kararının yeniden değerlendirilmesi lüzumu,
Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/11/1982 gün ve 1980/233 esas, 1982/293 karar sayılı ilamı ile mahkum olup, şartla tahliye süresi içerisinde yüklenen suçu işlediği kabul edilen sanık hakkında 5275 sayılı Kanunun 107/12. maddesi gereğince mahkemesine ihbarda bulunulmaması,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 22/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.