Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2018/12676 E. 2023/4369 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/12676
KARAR NO : 2023/4369
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İhaleye fesat karıştırma, resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2017 tarihli, 2015/5-95, 2017/71 sayılı ve benzer Kararlarında da belirtildiği üzere “suçtan zarar görme” kavramının “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılması gerektiği, dolaylı veya muhtemel zararların davaya katılma hakkı vermeyeceği, bu nedenle sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik, sanıklar …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında özel belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davalarına 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesine göre anılan suçlardan doğrudan zarar görmeyen Hazinenin katılma hakkı olmadığı, mahkemece usûlsüz olarak verilen katılma kararının da temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükümleri temyiz yetkisi bulunmadığından 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un (5320 sayılı Kanun) 8 inci maddesinin birinci fıkrası da gözetilerek 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 317 nci maddesi uyarınca vekilinin temyiz isteminin bu suçlar yönüyle REDDİNE, incelemenin katılan Hazine vekilinin tüm sanıklar hakkında ihaleye fesat karıştırma suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklardan …, … ve … hakkında 20.02.2012 tarihinde açık ihale usûlüyle yapılan network malzemeleri alım ihalesine fesat karıştırma suçundan verilen beraat ile …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında doğrudan temin yöntemiyle idareye mal alımlarındaki usulsüzlüklere ilişkin olarak ihaleye fesat karıştırma suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklar … ve … hakkında hükümler kurulurken, sanıkların soyadlarının sırasıyla “Bıyıklı” ve “Koçan” şeklinde yanlış yazılması, Mahkemesince düzeltilebilir yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.
Sanıklar …, … ve … hakkında 20/02/2012 tarihinde açık ihale usûlüyle yapılan network malzemeleri alım ihalesi yönünden, ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zararın oluşmadığı nazara alındığında; sanıklara isnat edilen eylemlerin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 6459 sayılı İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 12 nci maddesi ile değişik 235 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde düzenlenen suçu oluşturacağı ve bu suçun söz konusu maddede öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımını kesen son işlem olan 16/09/2014 tarihli sorgular ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği,
Keza, sanıklardan …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında doğrudan temin yöntemiyle idareye mal alımlarındaki usulsüzlüklere ilişkin olarak ihaleye fesat karıştırma suçundan kamu davaları açılmışsa da; doğrudan teminin bir ihale usûlü olmaması nedeniyle somut olayda ihaleye fesat karıştırma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, bu nedenle kamu görevlisi olan sanıklara isnat edilen eylemlerin sübutu halinde 5237 sayılı Kanun’un 257 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen görevi kötüye kullanma, kamu görevlisi olmayan sanıkların eylemlerinin ise bu suça azmettirme veya yardım etme suçunu oluşturacağı, bu suçun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımını kesen son işlem olan 16/09/2014 tarihli sorgular ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği,
Anlaşıldığından, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası da gözetilmek suretiyle 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Sanıklar …, … ve … hakkında ihaleye fesat karıştırma suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde ise;
Sanık … hakkında hüküm kurulurken, sanığın soyadının “Kazan” şeklinde yanlış yazılması, Mahkemesince düzeltilebilir yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.
Sanık …’ın hükümden sonra 12/11/2021 tarihinde öldüğü Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nden temin edilen nüfus kaydından anlaşıldığından, bu husus mahallinde araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı Kanun’un 64 üncü maddesi ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/02/2014 tarihli ve 2013/13-274 Esas, 2014/78 sayılı Kararında da belirtildiği üzere 5271 sayılı Kanun’un 225 inci maddesinin “Hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir” hükmü karşısında, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılmasının, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı nazara alındığında, sanıklar … ve … hakkında ihaleye fesat karıştırma suçundan açılmış bir kamu davası bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hükümler tesisi,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası da gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA 05/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.