Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2018/11498 E. 2019/5923 K. 30.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/11498
KARAR NO : 2019/5923
KARAR TARİHİ : 30.05.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇTAN ZARAR GÖREN : Hazine
SUÇ : Zimmet, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
HÜKÜM : Sanık … hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan beraat, zimmet suçuna ilişkin eylemin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kabul edilerek zamanaşımı nedeniyle düşme, sanık … hakkında zimmet suçundan beraat

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK’nın 260/1. maddesine göre zimmet suçundan açılan kamu davasında katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Kanunun 18. maddesindeki “…Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır.” düzenlemesinin verdiği yetkiye ve CMK’nın 237/2. maddesine dayanılarak Hazinenin kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Davanın 3628 sayılı Yasanın 17 ve 18. maddelerine göre mahallinde İçişleri Bakanlığına ihbarı mümkün görülmüştür.
Suç tarihinde …merkez Ekinyolu köyü muhtarı olarak görev yapan sanık …’ın, ihtiyar heyeti azası …’nin aşamalardaki tutarlı beyanları ve 24/07/2013 tarihli kriminal raporu ile sahteliği ispat olunan 11/08/2004 tarihli ve 2004/2 sayılı ihtiyar heyeti kararını dayanak yapmak suretiyle 16/08/2004 tarihli resmi senet ile 213 sayılı parselde köy tüzel kişiliği adına kayıtlı taşınmazı eşi olan diğer sanık …’a sattığı, söz konusu ihtiyar heyeti kararı haricinde satışa esas başkaca işlem yapılmadığı gibi satış bedelinin ödendiğine ilişkin delil bulunmadığı, bahse konu karardaki imzaların kendilerinin eli ürünü olduğu tespit edilen azalar … ve
… (…. i)’ın satış işlemi hususunda herhangi bir bilgilerinin olmadığını beyan ettikleri, köy karar defteri içerisinde yer almayan satış işlemine ilişkin 11/08/2004 tarihli, 2004/2 ve 2004/3 sayılı ihtiyar heyeti kararlarında satış bedelinin harcanması hususunda farklılık bulunduğu, sanık …’ın buna ilişkin aşamalardaki savunmalarının çelişkili olduğu, kovuşturma evresinde alınan 17/07/2014 tarihli üçlü bilirkişi raporunda satış bedelinin zimmetinde kaldığı yönünde görüş bildirildiği nazara alındığında sanık …’in üzerine atılı zimmet ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçlarını işlediğinin; TCK’nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olup ancak kamu görevlisi tarafından işlenebilen zimmet suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri gözetildiğinde, kamu görevlisi olmayan ve suça azmettirdiği yönünde delil bulunmayan sanık …’ın aynı Kanunun 39. maddesi uyarınca zimmet suçuna yardım eden olarak katıldığının tüm dosya kapsamı itibarıyla sabit olduğu ve cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirmeler sonucu yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet savcısının ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA 30/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.