Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2018/11481 E. 2022/10480 K. 14.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/11481
KARAR NO : 2022/10480
KARAR TARİHİ : 14.09.2022

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Başvurusunun kapsamına göre sanık müdafin temyizinin zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olduğu, tebliğnamede görüş bulunan 6136 sayılı Yasa’ya muhalefet suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile sanık … hakkında verilen beraat hükmüne ilişkin temyiz talebi bulunmadığı gözetilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 sayılı TCK’nın 247. maddesinde düzenlenen zimmet suçunun oluşması için “kamu görevlisinin veya özel mevzuatları gereği kamu görevlisi gibi cezalandırılabilen kişilerin görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının yararına zimmetine geçirmesi”nin gerektiği, suç tarihinde Kasımpaşa Polis Merkezi Amirliğinde polis memuru olarak görev yapan sanığın farklı soruşturma dosyaları kapsamında ele geçirilen ve polis merkezinde suç eşyalarının muhafaza edildiği dolapta saklanan üç adet tabancayı bulunduğu yerden almak suretiyle mal edinmesi, tabancaların ele geçirildiği olaylara ilişkin tutanak ve işlemlerde imzasının bulunmaması karşısında; sanığın polis merkezi amirliğinde muhafaza edilen suç eşyaları üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunup bulunmadığının, bu hususta bir görevlendirme yapılıp yapılmadığının araştırılıp, yasal tevdi ya da koruma ve gözetim yükümlülüğünün bulunması halinde eyleminin zimmet suçunu, aksi takdirde hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilerek suç vasfının buna göre takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Tabancaların maddi değerinin bilirkişi marifetiyle tespiti ile toplam zimmet miktarının belirlenmesi, koşullarının varlığı halinde değer azlığı sebebiyle hakkında TCK’nın 249. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Sanığın suça konu tabancalardan iki tanesini soruşturma başladıktan sonra iade ettiği, denize attığını beyan ettiği siyah renkli Class Magnum marka silahın ise yerini gösterdiği, soruşturma aşamasında yapılan ilk aramada bu silahın bulunamadığı ancak kovuşturma aşamasında sanık müdafisinin talebi üzerine yapılan aramada sanığın soruşturma aşamasında gösterdiği yerde bu silahın bulunması karşısında; sanığın iade iradesinin soruşturma aşamasına yönelik olduğu gözetilerek verilen cezasından 5237 sayılı TCK’nın 248/2. maddesinin 1. cümlesi uyarınca 1/2 yerine, aynı fıkranın 2. cümlesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılması suretiyle fazla ceza tayini,
Yüklenen suçu TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanun’un 53/5. maddesi gereğince, ayrıca, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasından yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 14/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.