Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2018/11463 E. 2018/9475 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/11463
KARAR NO : 2018/9475
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Tebliğnamede adlarına yer verilen sanıklar …, … ve … haklarında görevi kötüye kullanma suçundan verilen hükümlere yönelik bir temyizin bulunmadığı gözetilerek yapılan incelemede;
Suç tarihinde Develi ilçesi Kulpak köyü muhtar ve azası olarak görev yapan sanıkların, köyde ikamet etmeyen ve herhangi bir zirai faaliyette bulunmayan şahıslara 2006 yılında arazilerinde üretim yaptıklarına ilişkin belge tanzim etmek suretiyle bu şahısların Doğrudan Gelir Desteği (DGD) almasına ve bu suretle kamu zararı oluşmasına sebebiyet verdikleri iddia ve kabul edilmiş ise de; Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 2002/41 sayılı Doğrudan Gelir Desteği Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğin 15/h maddesinde, başvuru sırasında istenecek belgeler arasında “yılı içerisinde araziyi işlediğine ve üretim yaptığına dair muhtar onaylı belge” bulunmasına karşılık, aynı Bakanlığın 2006/27 sayılı Doğrudan Gelir Desteği Ödemesi Yapılmasına Dair Tebliğinin 13. maddesinde, DGD müracaatı sırasında ibrazı istenilen belgeler arasında “ilgili yıl içerisinde araziyi işlediğine ve üretim yaptığına dair muhtar onaylı belge” bulunmadığının anlaşılması karşısında; suçun yasal unsurlarının tespiti bakımından, bahse konu 2006 yılı içerisinde arazilerin işlendiğine ve üretim yapıldığına dair belgelerin ilgili yıllarda DGD müracaatı sırasında düzenlenmesinin zorunlu olup olmadığı, belgenin hangi mevzuat uyarınca tanzim edildiği araştırılıp, sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik araştırmayla yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Sanıklara isnat olunan eylemlerin icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, haklarında TCK’nın 257/1 maddesi yerine 257/2. maddesi ile uygulama yapılması,
Kanuna aykırı, sanık … müdafi ile sanık …’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 04/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.