Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2016/2147 E. 2018/9499 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/2147
KARAR NO : 2018/9499
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1-Suça sürüklenen çocuk hakkındaki mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuk …’nun üzerine atılı tefecilik suçunun 5237 sayılı TCK’nın 241/1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırına göre aynı Yasanın 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddelerinde belirtilen 7 yıl 12 aylık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihi olan 30/04/2008 ile inceleme tarihi arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322/1 ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2-Sanıklar … ve Emrah Köseoğlu haklarında verilen hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Anayasanın 141/3, 5271 sayılı CMK’nın 34, 230 ve 289/1-g maddeleri uyarınca mahkeme kararının sanıkları, katılanı, Cumhuriyet savcısını ve herkesi tatmin edecek, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde olması, Yargıtayın gerekçelerde tutarlılık denetimi yapması ve bu açılardan mantıksal ve hukuksal bütünlüğün sağlanması için kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler sonucunda mahkemenin ulaştığı kanaatin, iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması kurallarına da uyulmak suretiyle sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği nazara alınmadan, keza sanıkların hangi fiillerinin suç olarak kabul edildiği açıklandıktan sonra kabul edilen bu fiillerin hukuki değerlendirilmesinin yapılması, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin kanuni bağlamda tartışılması gerekirken, açıklanan bu hususlara da uyulmadan gerekçesiz olarak yazılı şekilde hükümler kurulması,
CMK’nın 232/2-b maddesine aykırı olarak 24/05/2011 tarihli oturumda davaya katılmasına karar verilen … ve Gamze Dağ’ın gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi,
Kabule göre de;
Sanıklar haklarında verilen hapis cezalarına ilişkin mahkumiyet kararlarının doğal sonucu olarak TCK’nın 53/1-3. madde ve fıkra hükümlerinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Hapis cezasının yanında hükmedilen netice 30 tam gün adli para cezalarının TCK’nın 52/1-2. madde ve fıkra hükümleri uyarınca adli para cezasına çevrilmemek suretiyle anılan yasa hükmüne muhalefet edilmesi,
Zincirleme suç hükümlerine ilişkin TCK’nın 43. maddesi yerine, hüküm fıkralarında 41/1-son maddesinin yazılması suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, sanık … ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.