Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2015/8964 E. 2015/17259 K. 11.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8964
KARAR NO : 2015/17259
KARAR TARİHİ : 11.12.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/247456

Tefecilik yapmak ve tehdit eylemlerinden şüpheliler E.. K.., M.. A.., H.. A.. ve Ö.. K.. haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Siirt Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 22/02/2011 tarihli ve 2010/4760 soruşturma, 2011/509 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Batman Ağır Ceza Mahkemesinin 11/05/2011 tarihli ve 2011/332 Değişik İş sayılı Kararını müteakip; tefecilik yapmak ve tehdit suçlarından şüpheliler Ö.. K.., M.. A.., E.. K.., Ş… A ve M… Ş… Ç… haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Siirt Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/06/2014 tarihli ve 2014/164 soruşturma. 2014/1249 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Siirt Sulh Ceza Hakimliğinin 25/07/2014 tarihli ve 2014/70 Değişik İş sayılı Kararının;
Dosya kapsamına göre;
Batman Ağır Ceza Mahkemesinin 11/05/2011 tarihli ve 2011/332 Değişik İş sayılı Kararı yönünden yapılan incelemede, soruşturmaya konu eylemler ile ilgili olarak, müştekinin 21/12/2010 tarihli şikayeti üzerine yapılan soruşturma sonucunda şüpheliler E.. K.., Ö.. K.., M.. A.. ve H.. A.. hakkında Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının 22/02/2011 tarih ve 2010/4760 Sor. 2011/509 sayılı Kararı ile “tefecilik suçunun oluşabilmesi için, birden fazla kişiye sürekli ve sistemli bir şekilde faiz karşılığı ödünç para verilmesinin zorunlu olduğu” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara yapılan itirazın da Batman Ağır Ceza Mahkemesinin 11/05/2011 tarih ve 2011/332 Değişik İş sayılı kararı ile reddedildiği. CMK’nın 172/2. maddesine göre, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra yeni delil meydana çıkmadıkça, aynı fiilden dolayı kamu davası açılması mümkün olmadığı gibi aynı Kanunun 173/6. maddesine göre, kovuşturmaya yer olmadığı kararına yapılan itirazın reddedilmesi halinde; Cumhuriyet Savcısının, yeni delil varlığı nedeniyle kamu davasını açabilmesinin, önceden verilen dilekçe hakkında karar vermiş olan ağır ceza mahkemesinin (6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra sulh ceza hâkimliğinin) bu hususta karar vermesine bağlı olduğunun anlaşılması karşısında; TCK’nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun, kazanç elde etmek amacıyla bir kişiye bile olsa, faiz karşılığı borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı da gözetilmek suretiyle, yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde;
Siirt Sulh Ceza Hakimliğinin 25/07/2014 tarihli ve 2014/70 Değişik İş sayılı Kararı yönünden yapılan incelemede, 5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet Savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda şüphelilerin tefecilik yaptıklarına ve bu amaçla müştekiyi tehdit ettiklerine dair, müştekinin ve tanıkların beyanı, müşteki ile aralarında hiçbir ticari ilişki bulunmayan şüphelilere yüklü miktarlarda çek ve senet vermesinin, kendi adına kayıtlı bazı taşınmazların devri için bu kişilere vekaletname vermesinin hayatın olağan akışına ve ticari hayatın teamüllerine aykırı olduğu, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün 15/01/2014 tarihli raporunda da şüpheliler hakkında daha önceden tefecilik suçundan işlem yapıldığını, bu kişilerin çevrede tefeci olarak bilindiklerini rapor etmesi karşısında, mevcut delillerin takdir ve değerlendirilmesinin mahkemesine ait olduğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 29/06/2015 gün ve 94660652-105-56-10181-2014-13169/42776 sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile Batman Ağır Ceza Mahkemesinin 11/05/2011 tarihli ve 2011/332 Değişik İş sayılı Kararı ile Siirt Sulh Ceza Hakimliğinin 25/07/2014 tarihli ve 2014/70 Değişik İş sayılı Kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.