Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2015/8444 E. 2015/17089 K. 08.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8444
KARAR NO : 2015/17089
KARAR TARİHİ : 08.12.2015

Tebliğname No : 5 – 2013/5529

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2012
NUMARASI : 2004/184 Esas, 2012/75 Karar
SUÇ : Zimmet, zimmet suçuna iştirak, cürüm işleyeni saklamak, cürümden elde edilen parayı kabul etmek, denetim görevini ihmal, görevi kötüye kullanma ve dolandırıcılık

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK’nın 260/1. maddesine göre zimmet suçundan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında 3628 sayılı Yasanın 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sadece bu suç yönünden katılma talebinin KABULÜNE, ancak cürüm işleyeni saklamak, cürümden elde edilen parayı kabul etmek, denetim görevini ihmal, görevi kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarından kurulan düşme hükümlerinin mahiyetine göre doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle hükümleri temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan Hazinenin bu suçlardan kurulan hükümlere ilişkin temyiz itirazlarının 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin Katılan T.. B.. vekilinin temyiz dilekçesi kapsamına göre kamu davalarının ölüm nedeniyle düşürülmesi ile zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükümleri dışındaki tüm hükümlere, sanık A.. A.. müdafii, sanık B.. Z.. ve H.. Ö.. müdafii, sanık G.. K.. ve müdafii, sanıklar M.. A.., H.. G.. ve A.. Ö.. müdafiin kendileri hakkında kurulan hükümlere, katılan Hazine vekilinin ise zimmet suçundan kurulan tüm hükümlere yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık H.. Ö.. hakkında zimmete iştirak suçundan ölüm nedeniyle düşme, sanıklar S.. B.., M.. Z.. ve H.. D.. haklarında ise yine aynı suçtan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri ile ölüm nedeniyle kamu davasının düşürülmesine dair hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılanlar T.. B.. ve Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar Ö… E… ve N.. E.. hakkında cürüm işleyeni saklamak, cürümden elde olunan parayı kabul etmek, sanık G.. K.. hakkında cürümden elde olunan parayı kabul etmek, sanıklar S.. U.. ve U.. Ö.. hakkında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olmak, sanıklar H.. Ş.., F.. Ö.., H.. A.., M.. Ö.., İ.. Ö.., H.. B.., B.. A.. ve R.. Ö.. hakkında görevi kötüye kullanma, sanıklar G.. K.. ve A.. A.. hakkında ise kamu kurumunu dolandırmak suçlarından açılan kamu davalarının düşürülmesine dair hükümler ile sanık M.. A.., H.. G.. ve A.. Ö.. haklarında zimmete iştirak suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca düşmesi yerine düşürülmesine karar verilmesi,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesinde yer alan “Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir.” biçimindeki düzenleme nazara alınarak, kendilerini aynı vekille temsil ettiren ve beraatlerine karar verilen sanıklar M.. A.., H.. G.. ve A.. Ö.. lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafii, katılanlar T.. B.. ve Hazine vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihet yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasının “B)” bendinde yer alan “düşürülmelerine” ibaresinin “düşmesine” şeklinde değiştirilmesi, ayrıca hüküm fıkrasına “kendilerini aynı vekille temsil ettiren sanıklar M.. A.., H.. G.. ve A.. Ö.. için karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 2400 TL’nin Hazineden alınarak kendilerine verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanıklar M.. A.., R.. M.., İ.. U.., H.. A.. ve A.. Ö.. hakkında zimmete iştirak suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen zimmete iştirak suçunu işlediklerine dair yeterli delil bulunmasa da 12/05/2003 tarihli bilirkişi raporu da dikkate alındığında sanık Recep’in eyleminin denetim görevini ihmal, diğer sanıkların eylemlerinin ise görevi kötüye kullanma suçları niteliğinde olduğu, anılan suçların suç tarihinde yürürlükte olan ve lehlerine bulunan 765 sayılı TCK’nın 203 ve 240. maddelerinde öngörülen cezalarının üst sınırı itibariyle aynı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen yedi yıl altı aylık asli ve ilave zamanaşımına tabi olduğu, suç tarihi olan 2000 yılı ile inceleme günü arasında bu sürelerin gerçekleştiği anlaşıldığından hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Sanıklar G.. K.., A.. A.., B.. Z.. ve H.. Ö.. hakkında zimmet ve zimmete iştirak suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Suç tarihlerinde Karadirek Kasabası Tarım Kredi Kooperatifi Müdürü olarak görev yapan sanık G.. K..’nın kooperatife ait gübre ve tohumlukları satmak suretiyle bedeli olan 117.261.037.150 (117.261 TL)’yi, kooperatif ortağı olan 493 kişi adına zirai alet, ihtiyaç ve hayvancılık kredisine ilişkin senetleri sahte olarak düzenleyip adlarına kredi kullanmak suretiyle 972.681.022,153 (972.681.-) TL’yi nitelikli olarak zincirleme biçimde zimmetine geçirdiği, sanık G…’in bu eylemlerine onun bilgisi yönlendirmesi dahilinde kooperatif yetkisiz memuru B.. Z.. ve kooperatif hizmetlisi H.. Ö..’un sahte senetleri imzalayıp işleme koymak, kooperatife girmeyen mallara girmiş gibi imza atmak şeklinde suçun işlenmesinden önce ve işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırdıkları, ayrıca sanık G…’in 117.261 TL’yi zimmetine geçirmesi eylemine söz konusu kooperatife ait malları kendisine ait deposuna almak suretiyle sanık A… A…’ın yardımda bulunarak iştirak ettiği anlaşılan olayda; yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sahte senetler düzenlenmesi eylemlerinin 765 sayılı TCK’nın 202/2. maddesinde düzenlenen nitelikli zimmet suçunun unsuru olduğu, buna karşılık 5237 sayılı TCK’nın 212. maddesindeki “sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur” şeklindeki düzenleme uyarınca hem zimmet hem de resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğu gözetilip zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan da mahkumiyet hükmü kurularak sanık Güven hakkında 765 sayılı TCK’nın 202/2, 80, 219/4, 33; 5237 sayılı TCK’nın 247/1-2, 43, 53/1-5, 204/2, 43, 53/1-5. maddelerine, sanıklar Baki ve Hüseyin hakkında ise 765 sayılı TCK’nın 202/2, 65/3, 80, 219/4, 33; 5237 sayılı TCK’nın 247/1-2, 39/1, 43, 53/1-5, 204/2, 43, 53/1-5. maddelerine göre lehe yasa karşılaştırmasının yapılması gerektiği gözetilmeden, dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçeler, yanılgılı değerlendirme sonucu sahtecilik fiili yönünden değerlendirme yapılmaksızın lehe yasanın belirlenmesi suretiyle sanıklar hakkında yazılı şekilde hükümler kurulması,
5237 sayılı TCK’nın 40/2. maddesi uyarınca, özgü suç niteliğindeki zimmet suçunda ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişilerin fail olabilmesi ve bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulmasının mümkün olması karşısında kamu görevlisi olmayan sanık A…’in, sanık G…’in eylemlerinden sadece kooperatif deposunda çıkan 117.261 TL’lik mal eksiklikleriyle ilgili zimmet eylemine yardım etmek suretiyle iştirak ettiği, bu eylem açısından fiilin daire içi basit bir sayımla ortaya çıkarıldığı nazara alınıp eyleminin zincirleme biçimde basit zimmete yardım etme suçunu oluşturduğu, zimmete konu miktarın da 117.261 TL olduğu gözetilmeden, ayrıca bu eyleme hasren suç tarihi de kesin olarak saptanmadan dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde zimmete konu miktarın 145.980 TL olduğu kabulüyle sanık Ahmet hakkında zincirleme nitelikli zimmete yardım etme suçundan hüküm kurulması,
Gerekçeli kararda sanıklar G…, A…, B… ve H… hakkında zimmet suçundan hüküm kurulurken sahte faturalar kullanılarak bu yolla destekleme primi alınması eylemiyle ilgili olarak 28.719 TL zimmet suçu kapsamında kabul edilerek hükümler kurulmuş ise de; söz konusu eylemden dolayı sanık B… ve H… hakkında bir kamu davası açılmadığı gibi bu fiilden dolayı dolandırıcılık suçundan sanıklar G.. K.. ve A.. A.. hakkında da zamanaşımı nedeniyle kamu davalarının düşürülmesine karar verildiği gözetildiğinde yazılı şekilde zimmet suçundan hükümler kurularak çelişkiye neden olunması,
Suçu 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanıklar G.. K.., B.. Z.. ve H.. Ö.. hakkında 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan Hazine vekili, sanık G.. K.. ve tüm sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, sanık Güven yönünden resen de temyize tabi olan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.