Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2015/7009 E. 2015/18103 K. 31.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/7009
KARAR NO : 2015/18103
KARAR TARİHİ : 31.12.2015

Tebliğname No : 11 – 2008/194527

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Ödemiş 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/04/2008
NUMARASI : 2006/461 Esas, 2008/258 Karar
SUÇ : Tefecilik, resmi belgede sahtecilik

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Tefecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanığa yüklenen tefecilik suçunun 2279 sayılı Kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerine göre 7 yıl 6 aylık asli ve ilave zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, 2003 yılı olan suç tarihi ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Ödemiş 2. İcra Müdürlüğünün 2006/78 Esas sayılı dosyası getirtilip suça konu senedin düzenleme ve kullanma tarihlerine göre suç tarihi denetime imkan verecek şekilde kesin olarak tespit edilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanık hakkında TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla, aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasındaki “suç işleyen kişi hakkında fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, olayın oluş şekli, meydana gelen zararın ağırlığı ve kastının yoğunluğu hususları göz önüne alınarak temel cezanın hak ve nesafete uygun bir şekilde belirlenmesi gerekirken, TCK’nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olacak şekilde takdirde hataya düşülüp alt sınırdan uzaklaşılması,
Sanık müdafiin lehe hükümlerin uygulanmasını talep ettiği halde, TCK’nın 62. maddesi uyarınca sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama süresindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki etkileri gibi hususları içeren takdiri indirim nedenlerinin varlığı tartışılıp gösterilmeden “… dosyaya yansıyan sağlıksız sosyal ilişkileri ve suçunu gizlemeye çalışması gözetilerek TCK’nın 62/1. maddesinin tatbikine yer olmadığına” biçimindeki noksan ve yasal olmayan gerekçeyle hüküm verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 31/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.