YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6242
KARAR NO : 2017/2398
KARAR TARİHİ : 30.05.2017
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma, zimmet, denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete neden olmak, resmi belgede sathecilik
HÜKÜM : Sanıklar …, … ve … hakkında zimmet ve resmi belgede sahtecilik eylemleri kül halinde nitelikli zimmet vasfında görülerek mahkumiyet, sanıklar …, … ve … hakkında görevi kötüye kullanma, sanıklar … ve … hakkında denetim görevini ihmal ederek zimmete sebebiyet verme suçundan zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşmesi
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Katılan … vekilinin 19/03/2015 tarihli temyizden vazgeçme dilekçeleri gözetilerek incelemenin sanıklar müdafiilerinin mahkumiyet hükümlerine, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin ise düşme hükümlerine yönelik temyiz itirazları ile sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklar … ve … hakkında denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete sebebiyet verme suçu ile sanıklar …, … ve … hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen hükümlerin temyiz incelemesinde;
Kooperatif yöneticisi olan sanıklar hakkında görevi kötüye kullanma ve denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete sebebiyet verme suçlarından kamu davası açıldığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun Ek 2/son maddesine göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yapı kooperatifleri ve üst kuruluşlarının yönetim ve denetim kurulu üyeleri
-2-
ile memurları hakkında görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlardan dolayı açılan kamu davalarına katılma hakkı olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK’nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanununun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hükümler kurulması,
Sanıklar …, … ve … hakkında zimmet ve resmi belgede sahtecilik eylemleri kül halinde nitelikli zimmet vasfında görülerek kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
…Konut Yapı Kooperatifi yönetim kurulu başkan ve üyeleri olan sanıklar Uğur ve Hakan hakkında kooperatif tarafından Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Saymanlığı ve Ticaret Odasına yapılan ödemelere ait makbuzlarda tahrifat yapılarak ödenen miktarlar fazlalaştırılıp bu fazla kısımları uhdelerinde tutmak suretiyle zimmet suçunu işlediklerinden bahisle açılan kamu davasında zimmet suçundan mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de; sanıkların aşamalarda değişmeyen ve birbiriyle uyumlu kooperatifin defter, kayıt ve muhasebe işlemleri ile ödemelerin kooperatif muhasebecisi … tarafından yapıldığı şeklindeki savunmaları karşısında, suça konu makbuzlardaki ödemelerin kimler tarafından yapıldığının tesbit edilmesi, suç tarihlerinde sanıkların fiilen kooperatifin işleyişindeki görev ve sorumluluklar ile kooperatifin parasal iş ve işlemleri ile yönetim işlerinin kim ya da kimler tarafından yürütüldüğünün belirlenmesi, söz konusu iş ve işlemlerle ilgilenmeyen yönetim kurulu üyelerinin bu eylemlere ne şekilde iştirak ettiklerinin tartışılmasından sonra hasıl olacak sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kabule göre de;
Sanıkların Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Saymanlığı ve Ticaret Odası tarafından verilen ödeme makbuzlarında tahrifat yapmak suretiyle gerçekleştirdikleri eylemlerine konu belgelerin incelenerek sahtecilik suçunun aldatma ve diğer unsurlarının bulunup bulunmadığının tesbit edilerek, 5237 sayılı TCK’nın 212. maddesindeki “sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur” şeklindeki düzenleme uyarınca hem zimmet hem de belgede sahtecilik suçlarını oluşturabileceği gözetilip, sahteciliğin varlığının kabulü halinde bu suçtan da mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Sanık …’ın 09/09/2003, 06/09/2003, 24/08/2004 ve 06/06/2005 tarihli eylemleri nedeniyle 2.238,30 TL’nin uhdesinde kaldığı nazara alınmadan 638,30 TL olarak zimmet miktarının eksik tesbit edilmesi suretiyle hüküm kurulması,
Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 61/5. maddesindeki düzenlemeye göre aynı Kanunun 247/1-2, 249, 43 ve 248. maddelerinin bu sırayla tatbiki gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması;
-3-
Sanıklar hakkında TCK’nın 43/1. maddesi ile arttırım yapılırken 8 yıl 16 ay 15 gün hapis cezası yerine 8 yıl 16 ay şeklinde eksik cezaya hükmolunması,
TCK’nın 53/1-d maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle suç işleyen sanıklar hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca “cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-d maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına” karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan, 53/1-a maddesine göre hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiileri ve müşteki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 30/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.