Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2015/5930 E. 2019/838 K. 28.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5930
KARAR NO : 2019/838
KARAR TARİHİ : 28.01.2019

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
298 sayılı Yasanın tatbikiyle görevli olduğu anlaşılan sanık hakkında aynı Kanunun 138. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Delillerle iddia ve savunma, yapılan yargılama göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanığın temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 28/01/2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Sanığın, 12/06/2011 tarihinde yapılan 24. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimlerinde, Hakkari ili Sağlık Meslek Lisesinde kurulan 1063 nolu sandıkta, sandık kurulu asil üyesi olarak görev yaptığı sırada, aynı sandık seçmen listesinde ismi bulunan ancak oy verme günü Hakkari dışında olan …’ın yerine kimliği meçhul şahsın oy kullanması sebebiyle görevini ihmal ettiği kabul edilerek TCK 257/2. madde uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 91. maddesinde yer alan;
“Sandık kurulu önüne alınan kimse, kimlik belgesini başkana verir ve kimliğini ispat eder.
Başkan, seçmenin adını seçmen listesinde bulur ve masa üzerinde duran birleşik oy pusulasından bir tane vererek, sandık yerinde birden fazla oy verme yeri varsa hangi kapalı oy verme yerine gireceğini söyler ve birleşik oy pusulasını veya seçimin gereğine göre zarfları usulüne göre katlayıp yapıştırdıktan sonra çıkmasını anlatır.
Birleşik oy pusulasını veya zarfı alan seçmen doğruca kapalı oy verme yerine gider ve oyunu kullanmadan başka yere gidemez.
Kapalı oy verme yerine girmeyen veya birleşik oy pusulasını alıp oy vermeyen seçmenden birleşik oy pusulası geri alınır.”
Hükmü uyarınca oy kullanmak için sandık başına gelen seçmenlerin kimlik tespitini yapma görev ve sorumluluğunun sandık başkanında olduğu, oy verme sırasında sandık kurulu üyelerinin tamamının ayrı ayrı kimlik tespiti yapması fiilen mümkün olmadığı gibi bu uygulamanın oy vermeyi de imkansız hale getireceği,
Oy verme sırasında sandık kurulu üyeleri arasında iş bölümü yapılarak kimlik kontrolünün sanık …’e tevdi edildiğine dair bir belge, iddia ya da delil bulunmadığı,
… yerine oy kullanan meçhul şahsın ya da diğer seçmenlerin kimliklerinin tespiti yapılmadan oy kullandırıldığına dair bir iddia ve delilin olmadığı,
… adına atılan imza üzerinde yapılan grafolojik incelemede, imzanın sanık … ya da sandık kurulu üyelerinden birine ait olmadığının saptandığı,
Evrensel bir hukuk kuralı olan cezaların şahsiliği ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38/7. maddesi ve Türk Ceza Kanununun 20. maddesi uyarınca ceza sorumluluğunun şahsi olduğu, kimsenin başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamayacağı, kusursuz (objektif) sorumluluğun ceza hukukumuzda yerinin olmadığı,
Heyet halinde çalışan kişilerin kollektif sorumluluğunun öngörülmediği, 298 sayılı Kanunda da bu yönde bir hüküm bulunmadığı, aksine kimlik tespitinden sadece sandık başkanının sorumluluğuna yer verildiği,
Sanığın seçim sırasında görevinin başında bulunmadığı ya da kimlik kontrolü yapmadan oy kullandırdığına dair bir delilin de olmadığı,
Bu gerekçelerle sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu ve hükmün bozulması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşünü paylaşmıyoruz. 28/01/2019