YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5419
KARAR NO : 2018/9253
KARAR TARİHİ : 22.11.2018
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
ŞİKAYETÇİ : …
KATILANLAR : …, …
SUÇ : Nitelikli zimmet, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
HÜKÜM : Beraat
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
442 sayılı Köy Kanununun 33/b maddesi uyarınca köy derneği tarafından seçilerek köy tüzel kişiliğini temsile yetkili kılınmayan ihtiyar meclisi üyesi katılanın ve köy halkından olmak dışında bir sıfatı bulunmayan şikayetçinin köy muhtarı olan sanığa yüklenen zimmet suçundan, ayrıca şikayetçinin resmi belgede sahtecilik suçundan gerçek anlamda ve doğrudan doğruya zarar görmedikleri, bu itibarla kamu davasına katılma haklarının bulunmadığı, usulsüz olarak verilen katılma kararının ise hükmü temyiz hak ve yetkisi vermeyeceği gözetilerek, vekillerinin katılan ve şikayetçi adına zimmet, şikayetçi adına sahtecilik suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin vekilinin katılan adına sanık hakkında sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüne ilişkin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Suç tarihinde Kars ili Arpaçay ilçesi Göldalı köyü muhtarı olarak görev yapan sanığın, köy karar defterine azalar adına sahte imzalar atmak suretiyle kararlar alarak resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; köy karar defterini muhasebeci …’e bıraktığını, kararların imzalatılması işini bu şahsın yaptığını, suça konu kararlar altındaki imzaların sahte olup olmadığını bilmediğini, sahtecilik eylemlerinin kendisi tarafından gerçekleştirilmediğini, ayrıca bu hususta kimseyi azmettirmediğini belirterek atılı suçu kabul etmediği, 06/01/2010 tarihli ekspertiz raporunda azalar …, … ve … adlarına atılı bulunan imzaların azaların eli ürünü olmadığı yönünde görüş bildirilmekle birlikte, söz konusu imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda bir inceleme yapılmadığı nazara alınarak, …’in CMK’nın 48/1. maddesindeki yasal hakları hatırlatılmak suretiyle yeniden tanık sıfatıyla beyanına başvurularak sanığın savunmasında belirttiği hususun kendisine sorulması ve YCGK’nın 14/10/2003 gün ve 232-250 sayılı Kararında da belirtildiği üzere sahtecilik suçlarında belgenin sahte olup olmadığının, sahte ise iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespitinin hakime ve mahkemeye ait bir husus olması nedeniyle sanık tarafından sahte olarak oluşturulduğu iddia edilen belgelerin asıllarının getirtilerek huzurda incelenmesi, sanığın suç tarihinden önceki ve sonraki dönemlere ait tatbike medar imzalarının resmi kurumlardan getirtilip, huzurda alınacak imza örnekleri ile birlikte suça konu belgelerin Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek, suça konu belgelerdeki azalar adına atılı imzaların sanığa aidiyeti ve iğfal kabiliyeti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması sonrasında sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 22/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.