Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2015/5331 E. 2019/336 K. 10.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5331
KARAR NO : 2019/336
KARAR TARİHİ : 10.01.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Beraat

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
İstanbul Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yapan sanığın, temlik alacaklısı Girişim Varlık Yönetimi A.Ş. vekili sıfatıyla, kredi alacağının tahsili amacıyla borçlu …’un kefili … hakkında Kadıköy 4. İcra Müdürlüğünün 2011/16250 (yenilemeden önce 2006/14016) sayılı dosyası üzerinden yürütülen takip kapsamında borç ve borçlu ile herhangi bir ilgisi bulunmayan ve İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, Kadımehmet mahallesi, 1415 ada, 69 parsel sayılı taşınmazı üzerindeki haciz şerhi 16/05/2011 tarihinde kaldırılan katılan hakkında yeniden haciz talebinde bulunarak adına kayıtlı İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, Kadımehmet mahallesi, 1415 ada, 69 parsel ile İstanbul ili, Beyoğlu ilçesi, Camiikebir mahallesi, 1089 ada, 16 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 2 no’lu bağımsız bölümün tapu kayıtları üzerine haciz şerhi konulmasını sağlayıp mağduriyetine sebebiyet vermek suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, katılanın gerçek borçlu ve yapılan haciz işleminin hukuka uygun, önceden yapılan haczin kaldırılması işleminin ise hukuka aykırı olduğunu savunarak gerçek borçlunun tespiti amacıyla icra takibine dayanak oluşturan kredi sözleşmesi ile eklerinin getirtilip imza incelemesi yaptırılması talebinde bulunduğu, bununla birlikte dosyada mevcut icra takip dosyasının onaylı örneği içerisinde tebligatlara ilişkin evrakın bulunmadığı, aynı isim ve soyismi taşıyanlardan katılanın, kefil olmadığını, tanık Mustafa’nın ise kredi borcunun kefilinin kendisi olduğunu beyan etmiş olmaları da nazara alınarak; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, icra takip dosyası aslının veya eksiksiz onaylı örneğinin temini ile borçlu adına çıkartılan tebligatların kime yapıldığı, takibin ne şekilde kesinleştiği, katılana yapılmış tebligat bulunup bulunmadığı, tebligat yapılmış ise herhangi bir itirazının olup olmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması ve katılan ile tanık Mustafa Karasoy’un incelemeye esas yazı ve imza örnekleri alınıp, resmi
kurumlardaki tatbike elverişli samimi yazı ve imza örnekleri de getirtilerek, bahse konu kredi sözleşmesi ve ekinde kefil hanesinde yer alan yazı ve imzanın aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması sonrasında hasıl olacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Hüküm fıkrasında CMK’nın 223/2-e madde ve fıkrasına yer verilmeyerek aynı Kanunun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.