Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2015/3557 E. 2018/9646 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3557
KARAR NO : 2018/9646
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet
HÜKÜM : Değişen suç vasfına göre; hizmet nedeniyle güveni
kötüye kullanma suçundan mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
Dairemizin 05/11/2014 tarih, 2013/5609 Esas ve 2014/10524 Karar sayılı ilamı üzerine davadan haberdar edilen Hazinenin vekili aracılığıyla verdiği 06/01/2018 havale tarihli dilekçesinin içeriğine göre davaya katılma ve kararın onanması talebinde bulunduğu, ancak hükmü temyiz iradesinin bulunmadığı nazara alınarak suçtan zarar gören Hazinenin 3628 sayılı Yasanın 17 ve 18. maddeleri ile CMK’nın 237/2. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasına katılan olarak kabulü ile incelemenin sanığın temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Bodrum Kapalı Ceza İnfaz kurumunda İnfaz ve Koruma Başmemuru olarak görev yapan sanığın, olay tarihinde … tarafından verilen izne dayanarak … Açık Ceza İnfaz Kurumuna sevk edilecek katılana 1.000 TL miktarındaki 11/12/2010 tarihli reddiyat makbuzunu imzalatıp bu parayı alarak şikayet sonrası 500 TL’sini iade etmek suretiyle zimmet suçunu işlediği iddiasıyla cezalandırılmasının talep edildiği, sanığın, katılanı kendi aracıyla … Açık Ceza İnfaz Kurumuna götürdüğünü, bunun karşılığında nakil bedeli olarak suça konu parayı aldığını beyan ederek üzerine atılı suçu kabul etmediği, katılanın aşamalardaki beyanlarının çelişkili olduğu, İnfaz Bürosu görevlisi tanık …’ın sanık ve katılanın nakil konusunda sanığın aracının kullanılması hususunda anlaştıkları yönünde beyanda bulunduğu, dosya arasında mevcut Bodrum A 1 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün 19/03/2010 tarihli görevlendirme yazısı içeriğinden, sanığın tutuklu ve hükümlüler adına gelen posta havalelerini çekmek ve 10/12/2010 tarihli yazısıyla da katılanı nakletmek üzere görevlendirildiğinin anlaşıldığı, 19/03/2011 tarihli yazı içeriğinde ise, 1.000 TL’nin katılanın … Açık Ceza İnfaz Kurumuna nakli için ödendiğinin kayıt altına alındığı, ayrıca … Açık Ceza İnfaz Kurumunun 12/12/2010 tarihli teslim tesellüm belgesine göre sanığın katılanı bu kuruma teslim ettiğinin anlaşılması karşısında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu gözetilerek, beraati yerine yanılgılı değerlendirmeler sonucu eylemin ne suretle hizmet ilişkisine dayandığı da karar yerinde açıklanıp tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanığın 5237 sayılı Kanunun 53/4. maddesi gereğince aynı maddenin 1. fıkrasında belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
2-Mahkum olduğu kısa süreli hapis cezası ertelenen ve yüklenen suçu TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanarak işlediği kabul edilen sanık hakkında 53/5. maddesi uyarınca “cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına” karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.