Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2015/3489 E. 2015/15772 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3489
KARAR NO : 2015/15772
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

Tebliğname No : 5 – 2015/53884
MAHKEMESİ : Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/09/2011
NUMARASI : 2003/368 Esas, 2011/257 Karar
SUÇ : Zimmet, Kooperatifler Kanununa ve Türk Ticaret Kanununa aykırılık

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Şikayetçi Hazine vekilinin, 03/12/2012 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmü 1412 sayılı CMUK’nın 310/1 maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 27/12/2012 günlü dilekçe ile temyiz etmiş olduğu anlaşılmakla, temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek aynı Kanunun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin sanıklar müdafiileri ve katılan kooperatif vekilinin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Türk Ticaret Kanununa aykırılık suçundan kurulan hükümlere yönelik katılan kooperatif vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen zamanaşımı nedeniyle düşme hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Tüm sanıklar hakkında zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik katılan kooperatif vekilinin ve sanıklar müdafiilerin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Hükme esas alınan 26/10/2010 tarihli bilirkişi raporunun değerlendirme bölümünde; huzur hakkı ödemeleriyle ilgili, yönetim kurulu üyesi sanıkların kooperatiften 6.957,00 (6.957.000.000) TL alacaklı olmaları nedeniyle ilk raporda zimmet olarak kabul edilen 6.904.131.163 TL’nin zimmet sayılamayacağı, bu işlemin muhasebe usulsüzlüğü
şeklinde kabulünün gerektiği belirtilmesine rağmen bu değerlendirme ile çelişki oluşturacak şekilde, raporun sonuç bölümünde anılan işlem nedeniyle sanık N.. Ç..’ın zimmetten sorumlu tutulduğu anlaşılmakla; aynı eylemden kaynaklanan miktar, diğer sanıkların zimmetinde kabul edilen 29.731.005.750 TL’nin içinde yer almamasına karşın kooperatifin muhasebeciliğini yürüten ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci, Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 2/A maddesine göre, muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, işletmelerin defterlerini tutma, bilanço, kar-zarar tablosu ve beyannameleri ile diğer belgelerini düzenleme ve benzeri işleri yapma görevi bulunan sanık N.. Ç..’ın, diğer sanıkların sorumlu tutulmadığı zimmet eylemine iştirak ettiğinin kabulü ile yetersiz ve çelişkili gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi,
Yönetim kurulu üyesi olan sanıklar tarafından, sahteliği iddia olunan faturalarda belirtilen malzemelerin alındığı ve inşaatta kullanıldığı, yine avans ödemeleriyle ilgili firmalarla açık hesap usulüyle çalışıldığı savunulmakla; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde ortaya çıkarılabilmesi bakımından, mahallinde teknik bilirkişilerin, sanıklar M.. G.. ve G.. A.. müdafiileri Av. A.. N..’in 21/04/2011 tarihli dilekçesinde bildirdiği tanıklar ile tarafların bildireceği diğer tanıkların katılımıyla yapılacak keşifte, inşaatlara ilişkin proje, plan ve metraj cetvellerinden de faydalanılarak, sanıkların görevleri süresince yapılan inşaatların niteliğinin ve maliyetinin, Ç.. B.. birim fiyatları da esas alınmak suretiyle saptanması, bu eksikliklerin giderilmesinden sonra sanıkların görev yaptıkları dönem itibariyle kooperatife ait defter, kayıt, belgeler ve tüm dökümanların dava dosyasıyla birlikte konunun uzmanı Sayıştay Emekli Uzman Denetçilerinden oluşan ve önceki bilirkişiler dışında seçilecek bilirkişi heyetine tevdii edilip; suç tarihleri arasındaki kooperatifin tüm gelirleri ile mahkemece yapılacak keşif sonucu teknik bilirkişilerin inşaat maliyet hesabına ilişkin tespitleri de dikkate alınarak kooperatifin gayesi ve inşaatları için yapılanlar dahil tüm giderleri belirlenip kasa ve banka mevcutları da gözetilerek karşılaştırılması, zimmete konu eylemlere ilişkin ödeme belgelerinde hangi sanıkların imzalarının bulunduğu da saptanıp buna göre her bir sanığın sorumluluğunu irdeler şekilde, zimmetlerinde kooperatif parası bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğu hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmasından sonra hasıl olacak sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Zimmete konu eylemlerin bir kısmının, ticaret sicilinde kaydı bulunmayan firmalar tarafından düzenlenmiş gösterilen sahte içerikli faturalar kullanılarak işlendiğinin kabul edilmesine karşın, eylemin nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu ve lehe kanunun, 5237 sayılı TCK’nın 212. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sahtecilik suçu yönünden de değerlendirme yapılarak belirlenecek sonuç cezaların karşılaştırılması suretiyle saptanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde basit zimmet suçundan hüküm kurulması,
Koşulları oluştuğu halde zincirleme suça ilişkin TCK’nın 43. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik cezaya hükmolunması,
5237 sayılı TCK’nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işleyen sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince, cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmedilen cezalarının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Sanıklar Mehmet, Hüsnüye ve Gülten hakkında Kooperatifler Kanununa aykırılık suçundan kamu davası açıldığı halde hüküm kurulmaması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiileri ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.