Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2015/2321 E. 2019/5150 K. 09.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2321
KARAR NO : 2019/5150
KARAR TARİHİ : 09.05.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme basit zimmet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanık hakkında tayin olunan cezanın miktarına göre müdafin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Yazı işleri müdürleri ile mübaşirlerin görev, sorumluluklarını düzenleyen ve suç tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin yazı işleri müdürünün görevlerine ilişkin 6/3-h maddesindeki ”Harcın hesaplanması ve hukuk mahkemeleri veznesi bulunmayan yerlerde tahsiline ilişkin işlemleri yapmak” hükmü ile mübaşirin görevlerine ilişkin 6/5-e maddesindeki ”Müzekkereler ve tebligatların ilgili kurum ya da kişilere ulaşmasını sağlamak üzere posta ve zimmet işlemlerini yerine getirmek”, yine suç tarihinden sonra yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin yazı işleri müdürünün görevlerine ilişkin 169/3-ğ maddesindeki benzer hüküm ile aynı maddenin 7. fıkrasındaki ”Yazı işleri müdürü, yerine getirmekle yükümlü olduğu görevleri yazı işleri hizmetlerinde görevli personele devredemez.”, 5. fıkrasındaki mübaşirin görevlerine ilişkin önceki yönetmelikle benzer düzenlemeler ile 263. maddesindeki ”Bu Yönetmelikte açık hüküm bulunmayan hâllerde Adalet Bakanlığı ve ilgili kurumlarca yürürlüğe konulan diğer yönetmeliklerin ilgili hükümleri uygulanır” hükmü ışığında 11/07/2015 tarihli Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin İdari İşler İle Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesi Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin harç ve masrafları almaya yetkili
olanlara ilişkin düzenlemesini içeren 89. maddesindeki ”Ön büro teşkilatı bulunan yerlerde bu iş yalnızca veznedara aittir. Zabıt kâtipleri, memurlar veya mübaşirler, bir işlemin ifası için ödenmesi gerekli harç ve masrafları iş sahiplerinden alamazlar. Harç ve masrafların tahsili işi kendisine verilmiş olan yazı işleri müdürü, görev sebebiyle yerinden ayrıldığı zaman iş sahiplerinin beklememesi için başkanın onayı ile önlem alır.” ve son olarak da suç tarihinde yürürlükte bulunan Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin mahkeme veznelerinin denetimine ilişkin 67/1. maddesindeki ”Mahkeme veznelerinin sayım ve hesapların kontrolü ile denetimi bu Yönetmeliğin Dördüncü Kısmının Birinci, İkinci ve Üçüncü Bölümlerinde gösterilen esaslar dairesinde yapılır. Banka ve PTT vasıtasıyla mahkemelere gönderilen ve mutemet defteri ile yazı işleri müdürleri tarafından bu yerlerden alınan paralar vezne kayıtlarıyla karşılaştırılır.” şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde; …14. Asliye Hukuk Mahkemesinde mübaşir olarak görev yapan sanığın posta masrafları olarak adliye veznesi tarafından kendisine verilen paraların posta idaresine, bilirkişi ücreti olarak posta idaresinden aldığı paraları ise mahkeme veznesine teslimi hususlarında görevlendirilmesinin yasal olarak mümkün olmaması karşısında, suça konu paralar kendisine görevi nedeniyle tevdi edilmiş sayılamayacağından, eyleminin zimmet suçunu değil, hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
TCK’nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı doğrultusunda uygulanması lüzumu,
Suçu 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 09/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

M/B