Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2015/1162 E. 2018/9153 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1162
KARAR NO : 2018/9153
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme olarak icrai davranışla görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Beraat

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Karşıyaka Devlet Hastanesinde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı olarak görev yapan sanığın, hastalarına uzmanlık alanı dışında depresyon tedavisine yönelik ilaçlar yazdığı ve bu şekilde katılan Sosyal Güvenlik Kurumunu zarara uğratmak suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen somut olayda; UYAP sorgulamasına göre, dava konusu reçeteler ile ilgili olarak sanığın Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/10/2018 gün ve 2018/299 Esas, 2018/555 sayılı Kararıyla diğer dört sanıkla birlikte kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan beraatine karar verildiği ve bu kararların temyiz edildiğinin, keza aynı mahkemenin 11/04/2013 gün ve 2012/66 Esas, 2013/190 sayılı Kararı ile kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan haklarında verilen beraat kararlarının Yüksek 15. Ceza Dairesinin 07/03/2018 gün ve 2015/7352 Esas, 2018/1605 sayılı Kararı ile onanarak kesinleştiğinin anlaşılması, öte yandan TCK’nın 257. maddesinin genel, tali ve tamamlayıcı bir hüküm olup görevi kötüye kullanma suçunun oluşumu için eylemin Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmamış olmasının gerekmesi karşısında, dosyalar arasında suçun sübutunun değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi bakımından CMK’nın 8/1. maddesinde yer aldığı şekilde hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle bahsi geçen dosyanın akıbetinin araştırılarak sonucunun beklenilmesi, bozularak derdest duruma gelmesi halinde birleştirilmesi, onanarak kesinleşmesi veya birleştirme olanağının ortadan kalkması halinde ise asılları veya onaylı örnekleri bu dosya arasına konularak birlikte değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kabule göre de;
TCK’nın 257. maddesinde tanımlanan suçun oluşabilmesi için görev gereklerine aykırılık yanında objektif cezalandırma şartlarından kişi mağduriyeti, kamu zararı, kişilere haksız bir menfaat (kazanç) sağlama unsurlarından birisinin de mevcut olması gerektiği gözetilerek, belirtilen hususlarda araştırma yapılarak gerektiğinde rapor aldırılması ve hasıl olacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği nazara alınmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde hükme varılması,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 20/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.