Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2015/11216 E. 2019/5774 K. 28.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/11216
KARAR NO : 2019/5774
KARAR TARİHİ : 28.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizin 2017/2119 Esasında kayıtlı … 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2014 tarihli, 2013/581 Esas ve 2014/481 Karar sayılı dosyası ile temyize konu bu dava dosyası arasında suç ve sanık yönünden fiili, hukuki bağlantı olduğundan birlikte ele alınarak yapılan incelemede;
Tefecilik suçunda suç tarihinin kazanç elde etmek amacıyla ödünç paranın verildiği tarih, zincirleme suçlarda ise son suçun işlendiği gün olduğu, Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 12/05/2015 tarihli ve 2014/4-655 Esas, 2015/152 sayılı Kararında da açıklandığı üzere, değişik zamanlarda birden fazla kişiye kazanç karşılığı ödünç para verilmesi halinde zincirleme tek tefecilik suçunun oluşacağı nazara alındığında; UYAP sisteminde yapılan sorgulamada, sanık hakkında aynı suçtan … 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/581 Esas sırasında kayıtlı kamu davasının açıldığının anlaşılması karşısında, anılan davanın akıbetinin araştırılması, derdest ise birleştirilmesi, karara çıkmış ve kesinleşmiş ise onaylı örneğinin getirtilerek incelenmesi sonrasında suç ve iddianame tarihlerine göre eylemler arasında hukuki kesinti oluşup oluşmadığının, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının ve mükerrer dava olup olmadığının saptanması, ayrıca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde sanığa TCK’nın 241. maddesi gereğince verilecek cezadan aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra kesinleşen dava dosyasından verilen cezanın mahsubu ile oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi, hukuki kesintinin gerçekleşmesi durumunda ise ayrı ceza verilmesi ve maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması bakımından, soruşturma aşamasında mağdur olarak tespit edilen ve tanık olarak ifadelerine başvurulup 20/02/2013 tarihli iddianamede
de isimlerine yer verilen…,….,…. nin suçtan zarar gören sıfatıyla celbedilip ifadelerine başvurulması, keza sanığın POS tefeciliği eylemiyle iştigal edip etmediğine ilişkin ayrıntılı ve gizli kolluk araştırması yaptırılması, tüm bu hususların sonucuna göre de hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’nın 53/1. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda tefecilik suçunu birden fazla işlediği kabul edilmesine rağmen sanık hakkında zincirleme suç hükmünü içeren TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanmaması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 28/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.