YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10530
KARAR NO : 2015/17543
KARAR TARİHİ : 18.12.2015
Tebliğname No : KYB – 2015/293927
Hasta haklarının ihlali suçundan şüpheliler F.. G.. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/03/2014 tarihli ve 2014/5222 soruşturma, 2014/50438 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/06/2014 tarihli ve 2014/764 Değişik İş sayılı Kararının;
Dosya kapsamına göre, müştekilerin şikayeti üzerine şüpheliler F.. G.. hakkındaki iddialarının somut olgulara dayanmadığı, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan ‘‘Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14/11/2007 tarihli ve 2007/9636-9375 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, müştekiler tarafından şüpheliler hakkında özetle; muayene odasında bulunan doktorlar ve güvenlik görevlilerinin tazir, korku, baskı ve mobing yaparak kendilerini hastane dışına çıkarıldıklarını, sağlık haklarının ihlal edildiği iddiası ile anılan görevliler hakkında şikayetçi oldukları, tanık olarak S… D…, A… S… ve H… D….’nun dinlenmesini talep ettikleri, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca bu tanıkların bilgi ve görgülerin tespiti gerekirken bunun yapılmadığı, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 12.08.2015 gün ve 94660652-105-34-10505- 2014-16584/53059 sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 30/06/2014 tarihli ve 2014/764 Değişik İş sayılı Kararın CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 18/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.