Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2015/10170 E. 2019/5961 K. 30.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10170
KARAR NO : 2019/5961
KARAR TARİHİ : 30.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇTAN ZARAR GÖRENLER : …, …
SUÇ : Zincirleme tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Yargılama aşamasında usulüne uygun olarak katılma isteminde bulunmalarına rağmen, bu talepleri hususunda karar verilmeyen suçtan zarar görenler … ve …’nun CMK’nın 237/2 ve 260/1 maddeleri uyarınca katılma taleplerinin kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Toplanan kanıtlarla iddia ve savunma incelenip tartışılarak suçun sübutunun ve niteliğinin soruşturma sonuçlarına ve yasaya uygun biçimde tayin edilmiş bulunduğunun anlaşılması karşısında tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş, sanığın ilk olarak 2004 yılında tanık …’a faiz karşılığı borç para verdiği ve ödünç para verme fiilinin 2010 yılına kadar devam ettiği, 5237 sayılı Yasa ile getirilen yeni düzenlemenin suçun unsurları bakımından sanık aleyhine olması karşısında 01 Haziran 2005 tarihi öncesi ve sonrasındaki eylemlerin ayrı değerlendirilmesi gerekmesine rağmen, bu hususun gözetilmemesi sonuca etkili görülmemiş, hükümden sonra 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak ödenmeyen adli para cezalarının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına karar verilmesi ile TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı iptal Kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.

…/…
Ancak;
Hüküm fıkrasında 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın 4 yıl hapis ve 100 gün adli para cezası olarak belirlendiği belirtilmesine karşılık, aynı Yasanın 43/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uygulanırken 1000 gün üzerinden hesap yapılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihetin yeniden yargılama yapılmaksızın düzeltilmesi mümkün bulunduğundan aynı Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasının “A” bendinde yer alan “1250”, “1041” ve “20.820,00 TL” ibarelerinin sırasıyla “125”, “104” ve “2080 TL” şeklinde değiştirilmesi suretiyle eleştirilen hususlar dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde ise;
Sanığın kazanç elde etmek amacıyla ödünç para verdiğine ilişkin müşteki ve tanık anlatımı bulunmadığı, yalnızca sanık …’den ele geçirilen ajandaların içeriğinde paranın sanık …’e ait olduğuna dair bir kısım kayıtların tespit edildiği ancak TCK’nın 241. maddesinde tanımlanan sırf hareket suçu niteliğindeki tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin gerektiği ve sanığın münhasıran kardeşi …’e nakit para vermesi eyleminin bu suça iştirak niteliğinde olmayacağı hususlarına nazaran sanığın diğer sanık …’in eylemlerine hangi aşamada ve ne şekilde iştirak ettiğinin delilleri karar yerinde gösterilip tartışılmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
Hükümden sonra 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Yasanın 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına karar verilmesi,
Anayasa Mahkemesinin TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının değerlendirilmesi lüzumu,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 30/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.