Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2015/10130 E. 2017/1097 K. 22.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10130
KARAR NO : 2017/1097
KARAR TARİHİ : 22.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Sanık … hakkında icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan; sanık … hakkında güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yüklenen suçu TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen muhtar vekili sanık … hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak,
Sanık … hakkında verilen hükümden sonra 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Kanunun 1. maddesi ile TCK’nın 257/1-2. madde-fıkralarında yer alan “kazanç” sözcüğünün “menfaat” olarak değiştirilmesi ve bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının da indirilmesi karşısında TCK’nın 7/2. madde-fıkrasındaki “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü karşısında hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Sanık …’in görevi kötüye kullanma suçuna bilerek iştirak ettiği anlaşılan sanık …’ın TCK. 40/2. maddesi gereğince bu suçtan sorumlu tutulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Sanık …’ın sabıkası bulunmadığı halde, hakkında verilen hükümde, TCK’nın 62. maddesi uyarınca geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki etkileri gibi hususları içeren takdiri indirim nedenlerinin varlığı tartışılıp gösterilmeden “… sabıkalı oluşu, suç işleme hususundaki eğilimleri, suçun işleniş şekli…” biçimindeki noksan ve yasal olmayan gerekçeyle anılan maddenin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi ve hakkında tekerrüre esas alınan 3167 sayılı Kanunun 16/1-3. maddesi uyarınca verilen mahkumiyetine ilişkin eyleminin hükümden sonra 31/01/2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 03/02/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile suç olmaktan çıkarılması karşısında TCK’nın 58. maddesinin uygulanma olanağı kalmadığının gözetilmemesi,
Sanık … hakkında hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinde yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK’nın 155. maddesinde tanımı yapılan güveni kötüye kullanma suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; ”suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.