Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2014/4795 E. 2015/17587 K. 21.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4795
KARAR NO : 2015/17587
KARAR TARİHİ : 21.12.2015

Tebliğname No : 5 – 2013/69289

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Ankara Batı 1. (Sincan 1.)Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2012
NUMARASI : 2004/138 Esas, 2012/443 Karar
SUÇ : Zimmet, görevi kötüye kullanma, 213 sayılı Vergi
Usul Kanununa muhalefet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Zimmet suçundan doğrudan zarar görmeyen Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı adına H.. H.. vekilinin sanıklar S.. E.. ve A.. Ö.. haklarında verilen beraat, sanıklar M.. K.., A.. V.., H.. G.., A.. K.., A.. U.. haklarında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 317. maddesi uyarınca reddine, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 18/03/2008 gün ve 2008/9-7 Esas, 2008/56 sayılı Kararında da açıklandığı üzere; sanığın yokluğunda verilen hükmün, mahkemenin istemi üzerine baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafiine tefhim edilmiş olmasının kendisine zorunlu müdafii atandığından haberdar edilmeyen sanık açısından hukuksal sonuç ifade etmediği gibi temyiz süresini de başlatmayacağı gözetilerek, sanık A.. K..’in yokluğunda verilen hükme yönelik vekaletnameyle atadığı müdafiin 28/01/2013 tarihinde yaptığı temyizin süresinde olduğunun kabulüne, incelemenin haklarında mahkumiyet hükmü kurulan sanıklar A.. V.., H.. G.., A.. K.. ve A.. U.. müdafiin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklar A.. V.., S.. E.., A.. U.. ve M.. K.. haklarında 07/02/2008 tarihli iddianameyle açılan 213 sayılı Vergi Usul Yasasına muhalefet, sanıklar M.. K.. ve A.. U.. haklarında 03/06/2003 günlü iddianameyle açılan görevi kötüye kullanma suçlarıyla ilgili olarak hüküm kurulmamış ise de, bu suçlarla ilgili mahkemesince karar verilmesi mümkün görülmüş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde bulunmamıştır.
Ancak;
Kooperatif işlemlerinin yönetim kurulu başkanı M.. K.. tarafından yürütüldüğü şeklindeki savunmaları üzerinde durulmadan ve eğitim düzeyleri gözetilmeden, atılı zimmet suçunu işlediklerine dair varılan sonuç ile buna ilişkin delillerin dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurulmak suretiyle neler olduğu, ne suretle suça asli fail olarak katıldıkları karar yerinde denetime imkan verecek biçimde gerekçeleriyle gösterilmeden sanıklar A.. U.., A.. K.., H…H…G… ve A.. V.. haklarında yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kabule göre de;
S.S. Y.K.T.K Kooperatifinin yönetim kurulu başkan ve üyeleri olan sanıkların M.T Ltd. Şti.nden 05/03/2003 tarih, 16.399,80 TL (16.399.800.000 TL) bedelli 40976 sayılı faturayla alınan yemin 8.250 kiloluk kısmını mal edinmeleri ile aynı şirketten teslim alınıp bedeli şirkete ödenmiş gibi gösterilen 05/03/2003 tarihli 40977 sayılı faturaya konu yem bedeli olan 9.502,56 TL’yi (9.502.569.000 TL) zimmetlerine geçirilmesi eylemlerinin oluşa uygun şekilde nitelikli zimmet olarak kabul edildiği gerekçeli kararda belirtildiği halde yazılı şekilde basit zimmetten hüküm kurulması suretiyle çelişki yaratılması,
M.T Ltd. Şti.nden alınmış gibi gösterilen yemlere dair gerçeği yansıtmayan faturayı kullanmaları suretiyle gerçekleştirdikleri kabul edilen eylemlerinin 765 sayılı TCK’nın 202/2. maddesinde düzenlenen nitelikli zimmet suçunun unsuru olduğu, buna karşılık 5237 sayılı TCK’nın 212. maddesindeki “sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur” şeklindeki düzenleme uyarınca hem zimmet hem de resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğu gözetilip resmi belgede sahtecilik suçundan da mahkumiyet hükmü kurularak 765 sayılı TCK’nın 202/2, 219/son, 33, 5237 sayılı TCK’nın ise 247/1-2, 53/1-5, 204/1, 53/1-5. maddelerine göre lehe yasa karşılaştırmasının yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yüklenen suçu TCK’nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlediği kabul edilmesine rağmen sanıklar haklarında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmemesi,
Anayasa Mahkemesi’nin TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının gözetilememesi,
Kanuna aykırı, sanıklar A.. V.., H.. G.., A.. K.. ve A.. U.. müdafiin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 21/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.