Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2014/4733 E. 2016/4801 K. 09.05.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4733
KARAR NO : 2016/4801
KARAR TARİHİ : 09.05.2016

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda yüklenen suçu işleyen sanık hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanmaması,
Sanıktan ele geçirilen ve adli emanetin 2008/2957 sırasında kayıtlı bulunan yirmi dört adet çek aslının, aşamalarda tanık olarak dinlenen ve sanıktan faiz karşılığı para alan kişiler tarafından, işlendiği kabul edilen suçla ilgili olarak verildiği saptandıktan sonra dosyada delil olarak saklanmasına karar verilebileceği, ayrıca Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/12/2008 gün ve 2008/146-235 sayılı Kararı nazara alındığında ancak el konulmuş olması halinde tefecilik suçunun konusunu oluşturan değer niteliğindeki ana paranın TCK’nın 55/1. maddesi uyarınca müsadere edilebileceği, ödünç olarak verilen para nedeniyle elde edilen kazancın zarar gören konumundaki gerçek kişiye, vergi kaybı karşılığının ise Hazineye iade edilmesi gerektiği nazara alınarak, çek ve paraların suçla ilgisi ve sahiplik durumları araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi yerine, noksan araştırmayla yazılı şekilde müsaderelerine hükmedilmesi,
CMK’nın 231/6. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşulunun gerçekleşmesi için, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararının, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerektiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı Kararında yer alan ”kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği” şeklindeki kabul karşısında, sanığın eylemi nedeniyle somut ve belirlenebilir bir zarar olup olmadığı tespit edilip, zarar oluştuğunun saptanması halinde sanığa, bu zararı karşılamak isteyip istemediği sorulduktan sonra hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden “kamunun zararı giderilmemiş olması” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 09/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.