Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2014/12009 E. 2018/9519 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/12009
KARAR NO : 2018/9519
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete neden olma (sanık … hakkında), zincirleme basit zimmet (diğer sanıklar haklarında)
HÜKÜM : Sanık … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet, diğer sanıklar hakkında görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
3628 sayılı Yasanın 17 ve 18. maddeleri uyarınca davanın mahkemece … Bakanlığına ihbarı mümkün görülmüştür.
Suç tarihinde Afşin adliyesinde mübaşir olan … ile katip olarak görev yapan sanıklar …, …, … ve …’nın Afşin 1 ve 2. Asliye Hukuk Mahkemelerinin bazı dosyalarında mahkeme kasasından temyiz masrafı olarak kendilerine yapılan ödemelerden masraf düşüldükten sonra kalan kısmını, yine mahkeme kasasına yatırılmaksızın posta gideri olarak dava dosyasındaki vekillerden elden alınan masrafların tamamını veya sarf edilen tutarlardan arta kalan kısmı ile posta pulu zimmet defteriyle teslim alınan posta pullarından harcama yapıldıktan sonra kalan kısmını iade etmeyerek zimmet suçunu işlediklerinin, yazı işleri müdürü olan sanık …’in de denetim görevini ihmal ederek zimmete sebebiyet verdiğinin iddia edildiği somut olayda; sanıkların savunmalarında uhdelerinde para kalmadığını, elden aldıkları ya da kendilerine teslim edilen paraları aynı vekillerin başka dosyalarındaki masraflar için harcadıklarını, arta kalan kısmı ise avukat ya da çalışanlarına iade ettiklerini, kasaya her dosya için ayrı ayrı giriş ve kasadan çıkış yapılması yerine seri olarak gelen iş davaları nedeniyle oluşan yoğunluktan dolayı toplu giriş ve çıkış yapıldığını, uygulamanın bu şekilde süre geldiğini beyan etmeleri karşısında, iddianamedeki tüm isnatların belirtilen dava dosyaları kapsamında tek tek irdelenerek, bu dosyalardaki taraf ve varsa vekillerinin saptanıp, tahsilat ve reddiyat makbuzlarına göre alınan ve yapılan masrafların belirlenerek, suç tarihlerinde taraf vekillerinin aynı adliyede başkaca vekillik görevi üstlendiği dosyaların da araştırılıp masrafın varlığı ve miktarı tespit edilerek gerekli belgelerin dosya içerisine alınmasından, ilgili dosyalardaki vekillerin savunmalar doğrultusunda tanık olarak dinlenmesinden sonra dosyanın ekleriyle birlikte Sayıştay emekli uzman denetçilerinden oluşacak üç kişilik yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilerek her bir isnat yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılarak, elden ve kasadan yapılan ödemeler ile alınan posta pulları ve harcanan masrafların karşılaştırılıp varsa sanıkların uhdesinde kalan miktarları gösteren rapor tanzim ettirilmesi ve sonucuna göre hukuki durumlarının ve suç vasfının belirlenmesi gerekirken, sanık …’ün hangi katiplerden ne miktarda para aldığı, hangi sebeple uhdesinde para kaldığı da açıklanmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kabule göre de;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve ertelemeye engel adli sicil kaydı bulunmayan, haklarında takdiri indirim hükümleri uygulanan sanıklar …, …, …, … ve …’in duruşma tutanaklarına yansımış olumsuz bir hallerinin bulunmadığı da gözetilerek, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyecekleri hususunda ulaşılacak kanaate göre ertelemenin ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, CMK’nın 231/6. maddesindeki objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeksizin “… yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından…” şeklindeki yeterli olmayan gerekçeyle ertelemeye ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yüklenen suçu TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanıklar … ve … haklarında aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Sanık … hakkında 5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken, söz konusu maddenin 1. fıkrasında 7 bent halinde sayılan hususlar göz önünde bulundurularak ve somut gerekçeler tek tek belirtilmek suretiyle ilgili kanun maddesindeki cezanın alt ve üst sınırları arasında takdir hakkının kullanılması gerektiği gözetilmeden, gerekçe gösterilmeksizin alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle aynı Kanunun 61. maddesine aykırı davranılması,
TCK’nın 155/2. maddesinde hapis ve adli para cezası birlikte öngörülmesine karşın sadece hapis cezasına hükmolunması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı iptal Kararının Resmi Gazete’nin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet savcısı ve sanıklar müdafileri ile sanıklardan … ve …’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.