Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2014/10461 E. 2015/15121 K. 15.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/10461
KARAR NO : 2015/15121
KARAR TARİHİ : 15.10.2015

Tebliğname No : 5 – 2014/355671
MAHKEMESİ : Tokat Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/07/2014
NUMARASI : 2006/124 Esas, 2014/293 Karar
SUÇ : Zimmet, nitelikli dolandırıcılık, 1163 sayılı Kanuna muhalefet, TTK’nın 67. maddesine muhalefet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Birleşen 2006/123 Esas sayılı dosya kapsamında sanık R.. H.. hakkında katılan A.. T..’e yönelik nitelikli dolandırıcılık ve 1163 sayılı Kanuna muhalefet, sanıklar Y.. T.. ve C.. K.. haklarında katılan İ.. Y..’a yönelik eylemle bağlantılı olarak 1163 sayılı Kanuna muhalefet, 2006/131 Esas sayılı dosya kapsamında sanıklar Y.. T.. ve R.. H.. hakkında müşteki T.. T..’e yönelik nitelikli dolandırıcılık ve 1163 sayılı Kanuna muhalefet, 2007/34 Esas sayılı dosya kapsamında sanıklar Y.. T.. ve C.. K.. hakkında müşteki D.. K..’ya yönelik nitelikli dolandıcılık, 2006/124, 2006/126, 2006/269, 2006/91 Esas sayılı dosyalar kapsamında sanıklar Y.. T.., R.. H.. ve C.. K.. hakkında 1163 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kamu davaları açıldığı halde hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, mahkemece bu suçlar ile ilgili zamanaşımı süresi içerisinde karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12/02/2008 günlü 2007/9-230 Esas ve 2008/23 sayılı Kararı uyarınca tayin olunan ceza miktarı nazara alınarak sanıklar Y.. T.. ve C.. K.. müdafiileri ile hakkında hüküm kurulmayan sanık O.. U.. müdafiin ve duruşma talep hakkı bulunmayan katılanlar M.. B.., R.. K.., T.. K.., F.. K.. vekilinin duruşmalı inceleme taleplerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 318. maddesi uyarınca REDDİYLE, incelemenin duruşmasız
yapılmasına; sanık R.. H.. müdafiin bu sanık hakkında verilen zamanaşımı nedeniyle düşme hükümlerini temyizde hukuki yararı bulunmadığı, sanık O.. U.. hakkında açılan bir dava ve kurulan hüküm bulunmadığı, katılan O.. E..’ın şikayetiyle ilgili olarak sanık R.. H.. hakkında dolandırıcılık suçundan kamu davası açılmadığı, katılanın bu sanık hakkında dava açılan diğer eylemler nedeniyle, katılanlar R.. K.., T.. K.., F.. K.., M.. B..’nın sanıklar Y.. T.. ve C.. K..’ın zimmet, 1163 sayılı Kanuna muhalefet ve dolandırıcılık, sanık S.. D..’in nitelikli dolandırıcılık ve 1163 sayılı Kanuna muhalefet, katılanlar S.. Y.. ve A.. Y..’un sanıklar Y.. T.. ve C.. K..’ın zimmet suçuna ilişkin eylemleri nedeniyle doğrudan zarar görmedikleri, bu nedenle bu suçlar yönünden davaya katılma ve temyiz haklarının bulunmadığı, birleşen 2006/181 Esas sayılı dosyanın 19/07/2006 tarihli duruşmasında sanıklardan şikayetçi olmadığını bildiren ve katılan sıfatı kazanmayan müşteki B.. G..’ün hükümleri temyiz hakkının olmadığı anlaşılmakla, yerinde görülmeyen temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİYLE, temyiz incelemesinin katılan kooperatif vekilinin sanıklar Y.. T.. ve C.. K.. hakkında zimmet suçundan verilen mahkumiyet, sanık R.. H.. hakkında zimmet suçundan verilen beraat ve her üç sanık hakkında TTK’nın 67. maddesine muhalefet etme suçundan verilen düşme, O yer Cumhuriyet Savcısının sanık R.. H.. hakkında katılan İ.. Y..’a yönelik dolandırıcılık suçundan verilen beraat, katılanlar O.. E.., S.. Y.., A.. Y.., M.. B.., R.. K.., T.. K.. ve F.. K.. vekillerinin müvekkillerine yönelik dolandırıcılık ve 1163 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan düşme ve mahkumiyet, sanıklar Yaşar ve Cahit müdafiilerinin bu sanıklar hakkında zimmet ve dolandırıcılık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklar Y.. T.. ve C.. K.. hakkında katılanlar O.. A.. ve F.. U..’ya yönelik dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanıklar Y.. T.., R.. H.. ve C.. K.. hakkında katılanlar S.. Y.., A.. Y.., M.. B.., R.. K.., T.. K.. ve F.. K..’a yönelik nitelikli dolandırıcılık, TTK’nın 67. maddesine ve 1163 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından verilen düşme ve sanık R.. H.. hakkında katılan İ.. Y..’a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan kurulan mahkumiyet hükümleri ile delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat ve düşme hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen sanıklar müdafiileri ile katılanlar vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar Y.. T.. ve C.. K.. hakkında zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suçun TCK’nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesinin uygulanması sırasında sadece 53/1-d maddesindeki hak ve yetkinin kullanılmasından yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin infazda tereddüt oluşturacak şekilde 53/1. maddesinde belirtilen tüm haklardan yoksunluğa hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiilerinin ve katılan kooperatif vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkralarındaki TCK’nın 53/5. maddesi gereğince hükmedilen hak yoksunluğu ile ilgili bölümlerin “Sanıkların suçu TCK’nın 53/1-d maddesinde sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlediği anlaşılmakla aynı Yasanın 53/5. maddesi gereğince, cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın takdiren yarısı olan 4 yıl 8 ay 7 gün süre ile anılan Yasanın 53/1-d maddesinde belirtilen hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına” şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanık R.. H.. hakkında zimmet suçundan verilen beraat hükmünün incelenmesinde;
Muhasip üye olarak görev yapan sanığın, haklarında mahkumiyet kararı verilen sanıklar ile birlikte hareket etmek suretiyle kooperatif parasını mal edindiğinin iddia edildiği, sanığın ise mali işlerle ilgilenmediği savunmasında bulunarak yüklenen suçu kabul etmediği, ancak sanık O.. U..’nun hazırlık aşamasındaki ifadesinde kooperatifin mali işlerinin sanıklar Yaşar, Cahit ve Ruhi tarafından yürütüldüğünü beyan ettiği, müşteki K.. K.. ile mağdur B.. G..’ün sanık Ruhi’ye ödeme yaptıklarını beyan ettikleri, bu dosya ile birleştirilen ve düşme kararı verilen on dört adet dosyada sanığın işlemlere iştirak ettiği, 25/05/2007 tarihli bilirkişi raporunda sanığın C.. K.. ve Y.. T.. ile birlikte zimmetten sorumlu olduğu kanaatinin bildirildiği nazara alındığında, sanığın mali işlemlere katılmak ve haklarında mahkumiyet kararı verilen diğer sanıklar ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmek suretiyle yüklenen zincirleme basit zimmet suçunu işlediğinin tüm dosya kapsamı itibariyle sabit olduğu nazara alınmadan, yanılgılı değerlendirmeler sonucu yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Sanıklar Y.. T.. ve C.. K.. hakkında katılanlar K.. U.., İ.. Y.. ve O.. E..’a yönelik dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelemesinde ise;
Kooperatifler Kanununun 16. maddesinde öngörülen usule aykırı şekilde alınan ihraç kararlarının hukuki geçerliliğinin bulunmadığı, aynı maddenin son fıkrası uyarınca haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamayacağı, bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülüklerinin, çıkarılma kararının kesinleşmesine kadar devam edeceği hüküm altına alınmış olup, üyelikleri devam eden ortaklara ait dairelerin sonradan başkalarına satılmasının hukuki geçerliliğinin bulunmadığı; birleşen 2006/126 esas sayılı dosya kapsamında, katılan K.. U.. hakkında verilen 19/09/2005 tarihli ihraç kararı haksız nitelikte olmakla, katılanın hak sahibi olmaya devam ettiği, sanıkların ayrıca 1163 sayılı Kanunun Ek 2/2 uyarınca cezalandırılmaları talep edildiği halde hüküm kurulmadığı, eylemlerinin kül halinde bu madde kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, birleşen 2006/91 Esas sayılı dosya kapsamında, katılan O.. E..’ın ortaklıktan çıkarılmasına dair bir karar alınmadığı ancak kendisine ait dairenin 15/06/2005 tarihinde Döne’ne, 01/08/2005’te Sinan ‘a satıldığının iddia edilmesi karşısında belirtilen kararlar ile dayanak belgelerin dosya arasına getirtilmesi ve söz konusu kişilerin mağdur olarak dinlenmeleri, birleşen 2006/123 Esas sayılı dosya kapsamında, kooperatif üyesi A.. T..’ün haksız olarak ihracı ile kendisine ait dairenin katılan İ.. Y..’a satıldığı iddiasıyla ilgili olarak katılan İ.. Y.. tarafından Tokat 1. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan 2006/43 Esas sayılı davanın akıbetinin beklenmesi sonrasında, oluşacak kanaate göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kanuna aykırı, katılan kooperatif ve katılan O.. E.. vekilleri ile sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/10/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY:
Sanık R.. H.. hakkında zimmet suçundan açılan kamu davasında mahkemece verilen beraat hükmünün temyizen incelenmesinde;
Her ne kadar soruşturma aşamasında sanık O.. U.. mali işlerin her üç sanık tarafından yürütüldüğünü ve müştekiler K.. K.. ile B.. G.. sanık Ruhi’ye ödeme yaptıklarını belirtmiş ve 25/05/2007 tarihli bilirkişi raporunda sanığın yönetim kurulu üyesi olan diğer iki sanıkla birlikte zimmetten sorumlu olduğu kanaati bildirilmiş ise de, bilahare alınan 04/04/2011 ve 28/04/2014 tarihli bilirkişi raporlarında zimmet eylemlerini, yapılan tahsilatları kayıtlara intikal ettirmeyen, tahsilat ve ödemeleri yapan sanıklar Y.. T.. ile C.. K..’ın gerçekleştirdiğinin kabul edilmesi, sanık Ruhi’ye herhangi bir sorumluluk izafe edilmemesi ve bu raporun hükme esas alınması, sanığın da aşamalarda mali işlerle ilgilenmediğini, alınan kararlara imza attığını savunması, 21/12/2004 tarihinde yönetimden ayrılması karşısında; bu tespitler ve savunma üzerinde durularak kooperatifin parasal işleriyle sanığın ilgilenip ilgilenmediği hususunda diğer sanıkların, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin beyanlarının alınması, zimmet kabul edilen tahsilatlarda imzasının bulunup bulunmadığının araştırılması ve alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler de giderildikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik tahkikatla hüküm kurulduğu gerekçesiyle hükmün bozulması gerektiği kanaatiyle, mevcut delillerle mahkumiyet kararı verilmesi yönünde bozma isteyen çoğunluk görüşüne katılamıyorum.