Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/9312 E. 2015/12412 K. 12.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/9312
KARAR NO : 2015/12412
KARAR TARİHİ : 12.06.2015

İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
… Üniversitesi Rektörlüğünde Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü olarak görev yapan sanıkların, T.C. Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunca katılanın başvurusu üzerine gönderilen 13/07/2007 tarih ve 407 sayılı yazı ile 14/02/2008 tarih ve aynı sayılı tekit yazısına yanıt vermemeleri suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri iddia edilmiş ise de; belirtilen Yükseköğretim Kurumunda 657 sayılı Kanuna tabi olarak görev yaptığı anlaşılan sanıkların 2547 sayılı Kanunun 53/c maddesi uyarınca, görevleri dolayısıyla işledikleri ileri sürülen suçları nedeniyle yargılanabilmeleri için haklarında yükseköğretim kurulu başkanınca veya disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri soruşturmacı tarafından yapılacak ilk soruşturma üzerine, yetkili il idare kurulunca son soruşturmanın açılmasına dair lüzum-u muhakeme kararı verilmesi durumunda kovuşturma şartının oluşacağı gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Hükümden önce 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Kanunun 1. maddesi ile TCK’nın 257/1-2. madde-fıkralarında yer alan “kazanç” sözcüğünün “menfaat” olarak değiştirilmesi ve bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının da indirilmesi karşısında TCK’nın 7/2. madde-fıkrasındaki “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
Suçu TCK’nın 53/1-a maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Adli sicil kayıtları bulunmayan sanıkların duruşma tutanaklarına yansımış olumsuz herhangi bir halleri bulunmadığı ve yüklenen suç nedeniyle meydana gelmiş maddi nitelikte bir zararın belirtilmemiş olduğu da gözetilerek, kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyecekleri hususunda ulaşılacak kanaate göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, CMK’nın 231/6. maddesindeki objektif ve subjektif koşullar irdelenmeksizin her iki sanık hakkında ayrı ayrı “dosya kapsamı, katılanın zarara uğradığını iddia etmesi, sanığın olaydan sonraki davranışları, olaydan pişmanlık duymaması dikkate alınarak sanık hakkında CMK’nın 231. maddesinde bahsi geçen hükmün açıklanmasının geri bırakılması maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan, takdiri indirim uygulama ve seçenek yaptırıma çevirme nedenleriyle de çelişkili gerekçelerle CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilmek suretiyle hükümlerin CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 12/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.