Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/7734 E. 2014/2069 K. 26.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7734
KARAR NO : 2014/2069
KARAR TARİHİ : 26.02.2014

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 12/02/2008 gün ve 2007/9-230 Esas, 2008/23 sayılı Kararı ve hükmolunan ceza miktarları gereğince sanıklar Y.. B.., C.. B.., S.. B.., E.. B.., B.. B.., A.. A.., S.. S.., Z.. B.., E.. B.., 1970 D.lu M.. Y.., M.. Ç.., S.. A.., T.. B.., R.. B.., C.. B.., E.. B.., İ.. B.., Y.. B.., O.. B.., D.. A.., H.. U.., D.. Ş.. (Bayri), N.. Y.., A.. M.., S.. Y.., Y.. İ.., A.. D.. ve K.. E.. müdafiileri ile sanıklardan A.. Ö..’ün duruşmalı inceleme istemlerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 318., yüzüne karşı verilen hükmü 19/04/2006 tarihinde temyiz eden sanık B.. E.. müdafiin, sanık M.. T..’nın yokluğunda verilip 13/04/2006’da kendisine tebliğ edilen hükmü 21/04/2006 tarihinde temyiz eden müdafiin, yokluğunda verilip 16/04/2006’da tebliğ edilen hükmü 07/08/2006’da temyiz eden sanık N.. Y..’ın, yine yokluğunda verilip 14/04/2006’da tebliğ edilen hükmü 12/07/2006’da temyiz eden sanık B.. Y..’ın temyiz istemlerinin, CMUK’nın 310. maddesinde yer alan bir haftalık yasal süreden sonra temyiz ettikleri anlaşılmakla, aynı Yasanın 317. maddeleri uyarınca ayrı ayrı REDDİNE, temyiz incelemesinin B.. E.., M.. T.., N.. Y.. ve B.. Y.. dışındaki sanıklarla ilgili olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklardan S.. B.. hakkında mağdur Songül’e yönelik eyleminden dolayı 765 sayılı TCK’nın 64/2. mad. del. 468/1, N.. Ö.. hakkında 765 sayılı TCK’nın 363/1, 402/1 ve 4250 sayılı Yasanın 24/2, D.. Ş.. hakkında mağdur Songül’e yönelik eyleminden dolayı 765 sayılı TCK’nın 468/1, hükümden sonra ölen A.. Ö.. hakkında ise 6136 sayılı Yasanın 13/1, 765 sayılı TCK’nın 36. maddeleri uyarınca açılan kamu davaları ile ilgili olarak, dava zamanaşımı süreleri de gözetilerek, dosyanın yeniden ele alınıp, bir hüküm kurulması mümkün görülmüş, sanıklardan A.. P..’nun soyadının nüfus kaydına aykırı biçimde gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ve kısa karara “Pekmezoğlu”, A.. H..’nun soyadının nüfus kaydına aykırı biçimde gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ve kısa karara “Haceroğlu”, A.. B..’ın soyadının nüfus kaydına aykırı biçimde gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ve kısa karara “Bican”, B.. E..’in adının nüfus kaydına aykırı biçimde gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ve kısa karara “M.. B..”, M.. Ç..’nin soyadının nüfus kaydına aykırı biçimde gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ve kısa karara “Çiftçi'” olarak yazılması mahallinde ikmali mümkün yazım hataları olarak kabul edilmiştir.
Sanıklar M.. D.., B.. K.., C.. M.., K.. E.., M.. T.., A.. Ö.. ve A.. H.. haklarında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükümlerden sonra temyiz incelemesi sırasında sanıklardan M.. D.., B.. K.., C.. M.., K.. E.., M.. T.. ve A.. Ö..’ün sırasıyla 26/04/2010, 10/02/2008, 23/09/2009, 26/07/2010, 05/04/2012 ve 22/10/2010 tarihlerinde, sanık A.. H..’nun ise hükümden önce 25/04/2005 tarihinde öldüğü UYAP ortamından temin edilen güncel nüfus kayıtlarından anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 64 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu, bozmayı gerektirmiş ve C.Savcısı ile bir kısım sanıklar müdafiileri ve sanıklardan M.. D.. ve A.. Ö..’ün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, temyize konu olup sanıklardan B.. K.., M.. T.., M.. D.. ve K.. E.. haklarında çıkar amaçlı kurulan silahlı suç örgütüne üye olma, C.. M.. ve A.. H.. haklarında çıkar amaçlı kurulan silahlı suç örgütüne yardım etme, A.. Ö.. hakkında ise çıkar amaçlı kurulan silahlı suç örgütüne yardım etme ve 556 sayılı KHK’ya aykırılık suçlarından kurulan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322, 5237 sayılı TCK’nın 64/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca açılan kamu davalarının adı geçen sanıkların ölümü sebebiyle ayrı ayrı DÜŞÜRÜLMESİNE,
Sanıklar Y.. B.., C.. B.., S.. Y.., S.. B.., A.. A.., A.. M.., A.. B.., A.. B.., A.. P.., A.. D.., B.. B.., C.. B.., D.. A.., E.. B.., E.. B.., E.. B.., E.. B.., H.. T.., H.. U.., İ.. B.., K.. A.., M.. Ç.., 1970 D.lu M.. Y.., N.. Y.., N.. Ö.., R.. B.., S.. S.., S.. A.., T.. Ç.., T.. B.., Y.. İ.., Y.. S.., Y.. B.., Y.. S.., Z.. B.. ve Z.. G.. haklarında çıkar amaçlı silahlı suç örgütü kurma, yönetme, bilerek hizmet yüklenme, üye olma ve yardım etme suçlarından açılan kamu davalarında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklara isnat olunan suçların temas ettiği 765 sayılı TCK’nın 313 ve 314. maddelerinde öngörülen cezaların üst sınırları itibariyle aynı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen yedi yıl altı aylık ilave dava zamanaşımına tabi olduğu, suç tarihi olan 2003 yılı ile inceleme günü arasında bu sürelerin dolduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle hükümlerin 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar haklarında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Sanıklar A.. T.., A.. Ç.., A.. D.., D.. Ş.., H.. E.., M.. G.., M.. B.. ve 1957 D.lu M.. Y.. haklarında çıkar amaçlı kurulan silahlı suç örgütüne üye olma ve yardım etme suçlarından kurulan beraet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklara isnat olunan suçların temas ettiği 765 sayılı TCK’nın 313 ve 314. maddelerinde öngörülen cezaların üst sınırları itibariyle aynı Yasanın 102/4. maddesinde belirlenen beş yıllık asli zamanaşımına tabi olduğu, sanıkların sorgularının yapıldığı 05/03/2004, 19/03/2004, 30/03/2004, 05/04/2004, 06/04/2004, 09/04/2004 ve 14/05/2004 tarihleri ile inceleme günü arasında beş yıllık asli zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle hükümlerin 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar haklarında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Sanıklar H.. U.., N.. Ö.., S.. S.. ve Y.. S.. haklarında 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklara isnat olunan suçun temas ettiği 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesinde öngörülen cezanın üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen yedi yıl altı aylık ilave dava zamanaşımına tabi olduğu, suç tarihi olan 2003 yılı ile inceleme günü arasında yedi yıl altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle hükümlerin 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar haklarında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE, adı geçen sanıklara ait olup, adli emanetin 2004/49. sırasında kayıtlı olan tabancalar ile eklerinin 765 sayılı TCK’nın 36. maddesi uyarınca ayrı ayrı MÜSADERESİNE,
Sanıklar S.. B.., C.. B.., E.. B.., M.. A.., O.. B.., Ş.. Ş.., T.. B.. ve Y.. B.. haklarında sahte ikametgah ilmühaberi düzenleme ve bu belgenin sahteliğini bilerek kullanma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklara isnat olunan suçların temas ettiği 765 sayılı TCK’nın 355 ve 356. maddelerinde öngörülen cezaların üst sınırları itibariyle aynı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen yedi yıl altı aylık ilave dava zamanaşımına tabi olduğu, suç tarihi olan 2001 yılı ile inceleme günü arasında bu sürelerin dolduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle hükümlerin 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar haklarında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Sanıklar Y.. B.., A.. A.., A.. P.., D.. A.., N.. Y.., N.. Ö.. ve T.. S.. haklarında 556 sayılı KHK’ya aykırılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklara isnat olunan suçun temas ettiği 556 sayılı KHK’nın 61/A-(1-c) madde, fıkra ve bendinde öngörülen cezanın üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen yedi yıl altı aylık ilave dava zamanaşımına tabi olduğu, suç tarihi olan 2003 yılı ile inceleme günü arasında yedi yıl altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle hükümlerin 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar haklarında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Sanıklar A.. A.., B.. B.. ve K.. A.. haklarında görevi kötüye kullanma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklara isnat olunan suçların temas ettiği 765 sayılı TCK’nın 240. maddesinde öngörülen cezanın üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen yedi yıl altı aylık ilave dava zamanaşımına tabi olduğu, suç tarihi olan 2003 yılı ile inceleme günü arasında yedi yıl altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle hükümlerin 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar haklarında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Sanık M.. G.. hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan beraet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığa isnat olunan suçun temas ettiği 765 sayılı TCK’nın 240. maddesinde öngörülen cezanın üst sınırı itibariyle aynı Yasanın 102/4. maddesinde belirlenen beş yıllık asli zamanaşımına tabi olduğu, sanığın sorgusunun yapıldığı 09/04/2004 tarihi ile inceleme günü arasında beş yıllık asli zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
Sanık H.. B.. hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan beraet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın, Bolu’dan Kırşehir iline tayininin çıkması sonrasında sanıklardan C.. B.. tarafından eşyalarını taşıyan aracın kira bedeli olarak 200,00 TL ödenmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin, şarta bağlı rüşvet suçunun işlenemeyeceği ile taraflar arasında rüşvet anlaşmasına dair kesin ve inandırıcı bir delilin bulunmaması hususları gözetildiğinde, suç tarihi itibariyle 765 sayılı TCK’nın 240. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu oluşturabileceği, atılı suçun anılan Yasa ve maddede öngörülen cezasının üst sınırı itibariyle aynı Yasanın 102/4. maddesinde belirlenen beş yıllık asli zamanaşımına tabi olduğu, sanığın sorgusunun yapıldığı 09/04/2004 tarihi ile inceleme günü arasında beş yıllık asli zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
Sanık Y.. B.. hakkında suç delillerini saklama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığa isnat olunan suçun temas ettiği 765 sayılı TCK’nın 296/1. maddesinde öngörülen cezanın üst sınırı itibariyle 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen yedi yıl altı aylık ilave dava zamanaşımına tabi olduğu, suç tarihi olan 2003 yılı ile inceleme günü arasında yedi yıl altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
Sanık Y.. B.. hakkında 1997-2001 yılları arasında B.. İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yapılan okul taşıma ihalelerine ve 23/07/2003 tarihinde B..Özel İdaresi Turizm A.Ş. tarafından yapılan Ç..Otel ihalesine fesat karıştırma, A.. P.. hakkında ise Ç.. Otel ihalesine fesat karıştırma suçlarından açılan kamu davalarında verilen beraet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklardan A.. P.. hakkında hüküm fıkrasının 27/c bendinde suç isminden bahsedilmese de iddianamede gösterilen sevk maddesi olan 765 sayılı TCK’nın 368. maddesi gösterilmek suretiyle atılı suçtan beraetine karar verildiği, bu suretle ihaleye fesat karıştırma suçundan dolayı adı geçen sanık hakkında hüküm kurulduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nın 205. maddesinde belirtilen ihaleye fesat karıştırma suçunun oluşabilmesi için sanıkların kendileri veya üçüncü kişiler lehine haksız çıkar sağlamasının gerektiği ve bunun suçun maddi unsuru olduğu, alım satımın uygulama usul ve şekillerine aykırı davranılması veya ihale tamamlandıktan sonra yapılan usulsüz eylemlerin alım satıma fesat karıştırma suçunu oluşturmayacağı, sanıkların işledikleri iddia olunan hükümet adına yapılan artırma ve eksiltmede rekabeti men veya ihlal yahut artırma ve eksiltmede pey sürenleri çekilmeye sevk etmek suçunun ise ancak 765 sayılı TCK’nın 366. maddesinde düzenlenen suçu oluşturabileceği, bu suç için söz konusu maddede öngörülen cezanın üst sınırı itibariyle aynı Yasanın 102/4. maddesinde belirlenen beş yıllık asli zamanaşımına tabi olduğu, sanıkların sorgularının yapıldığı 13/04/2004 tarihi ile inceleme günü arasında beş yıllık asli zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle hükümlerin 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar haklarında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Sanıklardan Y.. B.. hakkında mağdur V..E..e yönelik ölümle tehdit ile mağdurlar A.. S..ve A.. B..’a yönelik iş ve çalışma hürriyetinin ihlâli, H.. U.. hakkında mağdur V..l E..’e yönelik ölümle tehdit, Y.. S.. ve H.. T.. haklarında ise mağdurlar A..S.. ve A.. B..’a yönelik iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıkların oluşa uygun olarak işledikleri kabul edilen ölümle tehdit ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarının temas ettiği 765 sayılı TCK’nın 191/2 ve 201/1. maddelerinde öngörülen cezaların üst sınırları itibariyle aynı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen yedi yıl altı aylık ilave dava zamanaşımına tabi olduğu, suç tarihleri olan 2003 yılı ile inceleme günü arasında bu sürelerin dolduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle hükümlerin 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar haklarında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
Sanık D.. Ş.. hakkında ruhsatlı silahının müsaderesine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık müdafiin temyizinin kapsamına göre silahın müsaderesi ile sınırlı olarak yapılan incelemede;
Sanığın hakkında açılan davalardan beraetine karar verilmesi nedeniyle suça konu edilen ruhsatlı silahın Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik hükümleri gereğince işlem yapılmak üzere idareye teslimi yerine müsaderesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihet yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasının 33. bendinin ilk cümlesinin önüne “Adli emanetin 2004/49. sırasında kayıtlı olup, sanıklardan D.. Ş..’e ait olduğu anlaşılan 1 adet 7.65 mm. çapındaki Kırıkkale marka 97284779 seri no.lu ruhsatlı tabancanın Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik hükümleri gereğince işlem yapılmak üzere İDAREYE TESLİMİNE,” ibaresi yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanıklar A.. D.., A.. M.. ve D.. Ş.. haklarında mağdur Elif’e yönelik çocuk düşürtme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanunun 5 ve 6 ile Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesi Hakkında Tüzük’ün 3, 4 ve 5. maddeleri uyarınca kural olarak rıza ile olsa bile gebelik süresi on haftayı geçen kadınlarda rahim tahliyesinin yapılamayacağı ve sanıkların gebeliği sona erdirme konusunda da meslek olarak yetkili olmayan kişilerden oldukları tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, sanıklar haklarında 5237 sayılı TCK’nın 99. maddesinin 5. fıkrasının 2. cümlesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanıklar müdafiilerin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükümlerin ONANMASINA, 26/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.