YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7240
KARAR NO : 2015/8282
KARAR TARİHİ : 16.03.2015
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Harran Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/10/2010
NUMARASI : 2008/77 Esas, 2010/435 Karar
SUÇ : Görevi kötüye kullanma
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suç tarihinde …. Tapu Müdürlüğünde görevli sanığın görevinin gereklerine aykırı olarak tapuda satış işleminin yapılması için taraflarca Maliyeye yatırılması gereken döner sermaye harcı yatırılmadan ve buna dair dekontu görmeden devir işlemini gerçekleştirmesi şeklinde sübut bulan eyleminin TCK’nın 257/1. maddesinde tanımlanan icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu aynı Kanunun 257/2. maddesine göre yazılı şekilde hüküm kurulması,
Olay nedeniyle mağdurun uğradığı maddi bir zararın bulunup bulunmadığı, var ise bunun sanık tarafından tazmin edilip edilmediği araştırılıp, daha önce işlediği kasıtlı bir suç bulunmayan sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, CMK’nın 231/6. maddesindeki objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeksizin “sanığın suç nedeniyle meydana gelen zararı karşılamadığı” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle 5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Suçun TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi nedeniyle sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince cezasının infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmemesi,
Kabule göre de;
Hükümden sonra 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Yasanın 1. maddesi ile TCK’nın 257/1-2. madde-fıkralarında yer alan “kazanç” sözcüğünün “menfaat” olarak değiştirilmesi, bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının indirilmesi karşısında, TCK’nın 7/2. madde-fıkrasındaki “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.