Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/16432 E. 2016/1961 K. 23.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/16432
KARAR NO : 2016/1961
KARAR TARİHİ : 23.02.2016

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İhaleye fesat karıştırma, rüşvet verme ve alma
HÜKÜM : Sanıklar … ve …’in rüşvet alma ve verme, sanık …’nun ise ihaleye fesat karıştırma suçlarından beraatlerine, sanıklar …, …, …, …, …, …, … ve …’nun ihaleye fesat karıştırma suçundan mahkumiyetlerine

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Hükümlerden sonra 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 12. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 235. maddesinde düzenlenen ihaleye fesat karıştırma suçu için aynı maddenin 1. fıkrasında öngörülen hapis cezasının alt ve üst sınırlarının değiştirilmesi, bu suç sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmesi durumunda cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3. fıkranın ise;
“İhaleye fesat karıştırma suçunun:
a) Cebir ve tehdit kullanmak suretiyle işlenmesi halinde temel cezanın alt sınırı beş yıldan az olamaz. Ancak, kasten yaralama veya tehdit suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca bu suçlar dolayısıyla cezaya hükmolunur.
b) İşlenmesi sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmemiş ise, bu fıkranın (a) bendinde belirtilen haller hariç olmak üzere, fail hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde yeniden düzenlenmesi karşısında; TCK’nın 7/2. madde-fıkrasındaki “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü nazara alınıp haklarında ihaleye fesat karıştırma ile rüşvet suçlarından mahkumiyet ve beraat kararları verilen sanıkların suçları arasındaki bağlantı ve iştirak ilişkisi de gözetilerek hukuki durumlarının birlikte mahkemesince yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Kabule göre de;
Sanıklar …, …, …, …, …, … ve …’nun ihale şartlarını ve özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık veya gizli anlaşma yapmak, sanık …’nun ise tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını sağlamak suretiyle ihaleye fesat karıştırdıkları kabul edildiği halde hüküm fıkrasında sanık … için “TCK’nın 235/2-(b) maddesi delaletiyle”, diğer sanıklar için ise “TCK’nın 235/2-(d) maddesi delaletiyle” ibarelerine yer verilmeyerek CMK’nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
Sanıklar …, …, …, …, …, … ve … hakkında 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 17/a maddesi yollamasıyla anılan Yasanın 59/1. maddesi uyarınca yasaklama kararına hükmedilmemesi,
Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiğinin kabul edilmesi karşısında sanık … hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’nın 53/1. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanıklar …, …, …, Nurettin Karaman, …, …, … ve … müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.