Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/14898 E. 2015/17317 K. 14.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14898
KARAR NO : 2015/17317
KARAR TARİHİ : 14.12.2015

Tebliğname No : 4 – 2012/43737

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Yatağan Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 12/07/2011
NUMARASI : 2010/194 Esas, 2011/182 Karar
SUÇ : Görevi kötüye kullanma

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
KİT rejimine tabi bulunan PTT Genel Müdürlüğünde 233 ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler kapsamında istihdam edilen personel, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11/b maddesi uyarınca, “ifa ettikleri görevlerinden doğan suçlardan dolayı” kamu görevlisi sayılmaktadırlar. Diğer taraftan, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 1. maddesi gereği anılan Kanun hükümlerine göre tebligat işlemlerini yapmakla PTT Genel Müdürlüğü yetkili kılınmış ve Kanunun 52. maddesi uyarınca “bu kanunun tatbikinde vazifeli bulunan memur ve hizmetliler ile mahalle, köy muhtar ve ihtiyar heyeti ve meclisi azalarının” işledikleri suçlardan ötürü kamu görevlisi gibi ceza görecekleri kabul edilmiştir. Açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca 7201 sayılı Kanun gereği tebligat işlemlerinde görevlendirilecek personelin PTT Genel Müdürlüğü personeli olması zorunlu olup, hizmet satın alınması suretiyle kurulan hukuki ilişkiye dayalı olarak yüklenici firma çalışanına tebligat görevi verilmesinin yasaya uygun olmadığı, nitekim 5584 sayılı Posta Kanununun “Ulaştırma Sözleşmeleri” başlıklı 10. maddesinin gerek önceki metnine ve gerekse 29/04/2009 tarihli ve 5893 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle eklenen “PTT İdaresi postaların ayrım ve dağıtım işlerini ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürebilir” şeklindeki ikinci fıkrasına göre de tebligat işlemlerinin yüklenici firma çalışanına gördürülmesinin yasal düzenlemelere uygunluk taşımadığı, sadece ayrım ve dağıtım işlerinin ihale yoluyla gördürülebilecek işlerden olduğu, tebligat işlemlerinin kapsam dışında tutulduğu; ayrıca, kamu görevlisinin tanımının yapıldığı 5237 sayılı TCK’nın 6/1-c maddesinin gerekçesinde kamusal faaliyetin Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesi olduğu, kamusal faaliyetin yürütülmesinin ihaleye dayalı olarak özel hukuk kişilerince üstlenilmesi durumunda ise bu kişilerin kamu görevlisi sayılamayacağı anlaşılmakla;
Yatağan PTT Müdürlüğüne müzekkere yazılarak sanığın PTT personeli mi yoksa yüklenici firma elemanı olarak mı istihdam edildiği sorulup, kamu görevlisi tarafından işlenebilen görevi kötüye kullanma suçunun faili olup olamayacağının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
7201 sayılı Kanunun 21. maddesi uyarınca katılanın tevziat saatlerinde adresten geçici olarak ayrılması nedeniyle adresinin kapalı olduğunu komşusundan öğrenen sanığın, kapıya 2 Nolu İhbarnameyi yapıştırdıktan sonra evrakı teslim etmek üzere gittiğinde Merkez Mahallesi Muhtarını yerinde bulamayıp, onun muvafakatıyla aynı binada bulunan Orta Mahallesi Muhtarına evrakı teslim etmesi şeklinde gerçekleşen eylemde sanığın suç kastıyla hareket ettiğine dair cezalandırılmasını gerektirir, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından, yüklenen suçtan beraati yerine yanılgılı değerlendirme sonucu mahkumiyet hükmü kurulması,
5237 sayılı TCK’nın 53/1-a maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince, cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 14/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.