YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13880
KARAR NO : 2015/17095
KARAR TARİHİ : 08.12.2015
Tebliğname No : 5 – 2013/293409
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ : Kınık Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/02/2011
NUMARASI : 2010/56 Esas, 2011/9 Karar
SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddesinin “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.” şeklindeki düzenlemesi nazara alındığında İzmir 2. İdare Mahkemesinin 18/04/2008 gün ve 2007/1571 Esas, 2008/688 Karar sayılı kararının 30/07/2008 tarihinde Kınık Kaymakamlığına tebliğ edilmesine karşın azami 30 günlük süre içersinde kararın gereğinin yerine getirilmesi gerekirken yerine getirilmeyerek ve bilahare aynı mahkeme kararının ilamlı icraya konu edilmesi üzerine gönderilen ödeme emrinin 25/08/2008 tarihinde, tekit yazısının da 06/03/2009 tarihinde tebliğ edilmesine karşın 03/04/2009 tarihine kadar işlem yapılmayarak katılanın mağduriyetine neden olunduğu iddia edilen olayda, 2577 sayılı Kanunun 28. maddesi uyarınca işlem yapılmasının idari görev kapsamında olduğu ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca, atılı görevi kötüye kullanma suçu ile ilgili olarak yetkili merciden soruşturma izni alındıktan sonra dava açılması gerektiği, bu hususun kovuşturma şartı olduğu, kaldı ki sanık hakkında belirtilen eylemler nedeniyle İzmir Valiliğince 19/11/2009 tarih ve 498.01.02/2009/191 Karar sayılı soruşturma izni verilmemesine dair karar verildiği anlaşılmakla, bu kararın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılıp sonucuna göre işlem yapılması gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.