Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/13736 E. 2015/16270 K. 16.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13736
KARAR NO : 2015/16270
KARAR TARİHİ : 16.11.2015

Tebliğname No : 4 – 2011/395822
MAHKEMESİ : Bursa 1. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/09/2011
NUMARASI : 2010/1431 Esas, 2011/1465 Karar
SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Tapu Sicil Müdürlüğünde müdür ve şef olarak görevli olan sanıkların, mülk sahibi katılan H.. K..’nu bizzat görmeden, banka tarafından ibraz edilen ve sonradan sahte olduğu tespit edilen vekaletnamenin noterden teyidini yapmadan, ilgiliyi bizzat çağırmadan ve vekaletname üzerinde şekil, yazım ve yetki yokluğunu yeterince incelemeden genelgeye aykırı davranarak ipotek işlemi yapmak suretiyle görevi kötüye kullandıkları iddiasıyla açılan kamu davasında; mahkemece, talebin banka aracılığıyla gelmesi nedeniyle sanıklarda oluşan olağan güven hali, ancak şüphe oluştuğunda araştırma yapılmasına yönelen ve her evrakta araştırma yapılması zorunluluğu taşımayan kurum genelgeleri ve hayatın olağan akışına göre sanıkların rutin işlemleri yaptıkları kabul edilerek beraatlerine karar verilmiş ise de; Tapu Sicil Tüzüğü ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün 1431 sayılı Sahteciliğin Önlenmesine İlişkin Genelgesinin konuya ilişkin hükümlerine göre, sanıkların sunulan vekaletnamenin ikinci sayfasında tarih kısmında yazı ile ”ikibin yedi yılı Ekim ayının on dokuzuncu günü” rakamla ise 22/10/2007 tarihi yazıldığından vekaletnamenin düzenlendiği tarihle ilgili çelişki bulunması ayrıca inceleme raporundaki şüphe çeken diğer hususları da nazara alıp, çelişki ve eksiklikler üzerinde durarak, vekaletnamenin düzenlendiği noterden vekaletnamenin gerçekliği hakkında teyit alındıktan sonra işlem yapmaları gerekirken, bu incelemeyi yapmayarak taşınmaz üzerine ipotek tesisini gerçekleştirmek suretiyle katılanın mağduriyetine neden olmaları ve lehine ipotek tesis edilen ilgililere de haksız menfaat sağlamaları şeklinde sübut bulan eylemlerinin, TCK’nın 257/1. maddesinde düzenlenen icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde beraatlarına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.