Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/13498 E. 2015/15636 K. 27.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13498
KARAR NO : 2015/15636
KARAR TARİHİ : 27.10.2015

Tebliğname No : 4 – 2011/384606
MAHKEMESİ : Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/07/2011
NUMARASI : 2009/525 Esas, 2011/312 Karar
SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Adana Barosuna kayıtlı sanık avukatın, müştekinin vekili olarak takip ettiği Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/134 Esas ve 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/383 Esas sayılı dosyalarında görülmekte olan tapu iptal ve tescil davalarını üç kez takipsiz bırakmak suretiyle açılmamış sayılmasına karar verilmesine sebebiyet verdiği, Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/725 Esasına kayden açtığı davada ise müştekiyi bilgilendirmediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında belirttiği gibi, her üç dosyanın da aynı konuya ilişkin olup birbirinin devamı niteliğinde bulunduğu, davaların açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine sanık tarafından yeniden dava açıldığı ve derdest olduğu, yenilenen davalarda harç ve masrafların müştekiden alındığına ilişkin iddia veya delilin bulunmadığı ve her üç dosyada da Ağır Ceza Mahkemesinde dava sonucunun beklendiği hususları nazara alınarak, atılı ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunda, kamunun zararı veya kişilerin mağduriyetine neden olma ya da kişilere haksız menfaat sağlama biçimindeki objektif cezalandırma koşullarından birinin gerçekleşip gerçekleşmediği denetime imkan verecek şekilde tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
İhmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan TCK’nın 257. maddesinin 2. fıkrasına göre uygulama yapıldığı halde, hükümde aynı maddenin 1. fıkrasının da gösterilmesi,
Suçlamalara konu her üç dosyanın da aynı olaya ilişkin ve birbirinin devamı niteliğinde olması nedeniyle sanığın eylemlerinin hukuki anlamda tek fiil oluşturması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunmadığı gözetilmeden TCK’nın 43. maddesinin tatbiki suretiyle fazla ceza tayini,
Sanık hakkında hükmolunan hapis cezası, adli para cezasına çevrilmesine rağmen TCK’nın 53/1. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Suçu 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanık hakkında 53/5. maddesi uyarınca “cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan adli para cezasının gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 28/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.