Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/13394 E. 2015/15623 K. 27.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13394
KARAR NO : 2015/15623
KARAR TARİHİ : 27.10.2015

Tebliğname No : 4 – 2011/384640
MAHKEMESİ : Küçükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/06/2011
NUMARASI : 2008/1207 Esas, 2011/1007 Karar
SUÇ : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Suç tarihinde Küçükçekmece Polis Merkezi Amiri olarak görev yapan sanığın, Küçükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2008/5020 Esas sayılı dosyasında icra memurunun güvenlik gerekçesiyle polis memuru görevlendirilmesi yazısına rağmen yasal bir mazeret olmaksızın görevlendirme yapmamak suretiyle icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunu işlediği kabul edilerek mahkumiyetine karar verilmiş ise de; müştekinin 17/04/2008 tarihli dilekçesi ve soruşturma aşamasındaki ifadesinde “… İcra memurunun resmi yazısına rağmen sanık tarafından polis memuru görevlendirilmediğini, güvenlik görevlisi olmadan muhafaza işlemini gerekleştirdiklerini, fiili bir saldırı olmadığını ancak muhafazanın tamamını yapamadıklarını, muhafazalar içinde olan tezgahın sökülmesini sağlayamadıklarını” belirtmesi nazara alınarak bu hususta icra memuru tanık S.. H..’nın dinlenilip, 2008/5020 Esas sayılı icra dosyanın onaylı örneğinin getirtilmesi ve eylem nedeniyle objektif cezalandırma şartı olan kişilerin mağduriyeti, kamunun zararına neden olma veya kişilere haksız bir menfaat sağlanması unsurlarının nasıl oluştuğu denetime imkan verecek şekilde gerekçeleriyle karar yerinde gösterildikten sonra eylemin ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmayacağı da tartışılarak hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
Hükümden önce 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Yasanın 1. maddesi ile TCK’nın 257/1-2. madde-fıkralarında yer alan “kazanç” sözcüğünün “menfaat” olarak değiştirilmesi ve bu fıkralarda öngörülen cezaların alt ve üst sınırlarının da indirilmesi karşısında TCK’nın 7/2. madde-fıkrasındaki “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi zorunluluğuna uyulmaması,
Sanığın TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle suçu işlediği kabul edilmesine rağmen, aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.