Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/13376 E. 2015/16198 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13376
KARAR NO : 2015/16198
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

Tebliğname No : 4 – 2011/383738
MAHKEMESİ : Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2011
NUMARASI : 2010/436 Esas, 2011/203 Karar
SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Hakkında suçun işleniş biçimi lehe gözetilerek alt sınırdan ceza tayin edilen, daha önce işlediği kasıtlı bir suçtan mahkumiyeti bulunmayan, duruşma tutanaklarına yansımış olumsuz bir hali tespit edilmeyen sanık hakkında; kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre verilen cezanın seçenek yaptırımlara çevrilip çevrilmeyeceğine, yine kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c maddesine 6008 sayılı Yasa ile eklenen “sanığın kabul etmemesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez” şeklindeki düzenleme karşısında; bu hakkın şahsa sıkı sıkıya bağlı bulunduğu ve dosya arasında bulunan vekaletnamede de vekile bu hususta verilmiş özel bir yetkinin bulunmadığı gözetilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmeyeceği hususu da sanığa sorularak, verilen cezanın ertelenmesinin veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, savunmasını alan heyetteki çoğunluktan farklı heyet tarafından huzurda gözlemlenmeyen sanığın olumsuz kişilik özelliklerinin ve davranışlarının nasıl saptandığı açıklanmadan, hangi somut veri ve olgulara dayanıldığı da gösterilmeden yasadaki ifadelerin soyut olarak tekrarından ibaret, yetersiz ve kısmen de çelişen gerekçelerle anılan hükümlerin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kabule göre de;
Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiğinin kabul edilmesi karşısında sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık ile müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 12/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.