Yargıtay Kararı 5. Ceza Dairesi 2013/13200 E. 2015/16531 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13200
KARAR NO : 2015/16531
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi:
CMK’nın 260/1. maddesine göre zimmet suçundan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan H.. H..nin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında 3628 sayılı Yasanın 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak bu suç yönünden katılma talebinin kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Belevi Belediyesinde itfaiye eri olan ve vekaleten muhasebe işlerini yürüten sanığın, Belediye Başkanının imzasını taklit etmek suretiyle sahte olarak düzenlediği 18/04/2008 tarih ve 9 sıra nolu gönderme emrini bankaya iletmesi üzerine belediye hesabından F.. K..’un hesabına aktarılan 1.500 TL’yi çekmek suretiyle menfaat sağladığı oluşa uygun olarak kabul edilmiş ise de; suça konu para üzerinde sanığın koruma ve gözetim yükümlülüğünün bulunmaması ve görevi nedeniyle de tevdi edilmemesi karşısında olayda zimmet suçunun unsurlarının bulunmadığı, sahte belge düzenlemek suretiyle hileli ve yasal olmayan yollardan kendisine kazanç sağlama fiilinin dolandırıcılık suçunu oluşturacağı ve bunun Başkarcı Belediye Başkanlığına atanmasına ilişkin 14/05/2008 tarihli dilekçenin altındaki Olur yazısının üst kısmını Belediye Başkanı imzasını taklit edip sahte olarak düzenleyip işleme koyarak 15/05/2008-14/12/2008 tarihleri arasında toplam 6.578,56 TL haksız olarak maaş almak suretiyle işlediği nitelikli dolandırıcılık eyleminin teselsülü niteliğinde olduğu nazara alınarak “zincirleme biçimde tek nitelikli dolandırıcılık” suçundan hüküm kurulması yerine, yazılı şekilde iki ayrı suçtan mahkum edilmesi,
Sanığın görevi gereği düzenlemeye yetkili olmadığı belgeleri farklı zamanlarda sahte olarak düzenleme eylemlerinin, bir suç işleme kararına dayanması, kastının yenilendiğine dair kanıt bulunmaması ve hukuki kesintinin söz konusu olmaması nedeniyle “zincirleme biçimde tek resmi belgede sahtecilik” suçunu oluşturacağı gözetilmeden ve eylemlerin neden bağımsız birer suç olarak kabul edildiği, suç kastının nasıl yenilendiği karar yerinde denetime imkan verecek şekilde gerekçeleriyle gösterilip tartışılmadan TCK’nın 204/2. maddesi gereğince iki kez cezalandırılmasına karar verilmesi,
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından da kamu davası açıldığı, H.. H..nin bu suçların zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK’nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanununun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Zimmete konu 1.500 TL’nin, suç tarihindeki ekonomik koşullara, paranın satın alma gücüne ve Dairemiz uygulamalarına göre 2008 yılı için TCK’nın 249/1. maddesi kapsamında değer azlığı sınırı olarak kabul edilen 7.000 TL’den az olması nedeniyle sanık hakkında TCK’nın 249. maddesinin uygulanmaması suretiyle fazla cezaya hükmolunması,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 12/02/2013 gün ve 2012/15-1364-2013/51 sayılı Kararında açıklandığı üzere; dolandırıcılık suçundan adli para cezasına karar verilirken, TCK’nın 158. maddesinin birinci fıkrası uyarınca hükmolunan gün karşılığı para cezasının, artırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra, aynı Kanunun 52. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilerek, ulaşılan cezanın suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olması durumunda adli para cezasının, anılan Kanunun 158. maddenin birinci fıkrasının son cümlesi uyarınca suçtan elde edilen menfaatin iki katına çıkarılması gerektiği nazara alınmadan, adli para cezasının, temel gün olarak suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katı olarak belirlenmesi, artırma ve eksiltmelerin de bu miktar üzerinden yapılması suretiyle sanık hakkındaki adli para cezasının tayini ve TCK’nın 158/1-e maddesi ve aynı madde fıkrasının son cümlesi gereğince sanığın suçtan elde ettiği haksız menfaat karşılığı olan 6.578 TL’nin iki katı yerine 657 gün olarak adli para cezasının eksik belirlenmesi,
TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle yüklenen resmi belgede sahtecilik ve nitelikli zimmet suçunu işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmemesi,
Mükerrir olan sanık hakkında zimmet ve resmi belgede sahtecilik suçlarıyla ilgili olarak da TCK’nın 58. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, katılan H.. H.. vekili ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.